Gizli tanıkların ortada fink attığı bir dönem yaşıyoruz. Bildiğim kadarıyla 15 CHP’li belediyenin başkanları ve önemli personeli bu tür tanıkların ifadeleri yüzünden görevden alındı. Bir kısmı içeri tıkıldı, diğerleri ise gün sayıyor. Ve bu sayı gün be gün artmakta. Henüz hakkında işlem başlatılmayan belediye başkanları ise, “bana ne zaman sıra gelecek” endişe ve telaşı yüzünden doğru dürüst görev yapamamakta, ya da bir konuda karar verirken zorlanmakta.
Bu iş nereye kadar gider?” diye soracak olursanız, tahminde bulunmanın bile çok zor olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ihtiras ya da hırs dediğimiz o lanet duygu insana her şeyi yaptırabiliyor. O nedenle, bundan sonrası için olası gelişmelerden hiç birisi bizi şaşırtmamalı. Kısacası her şeye hazırlıklı olmak zorundayız. Her an, her yerden bir gizli tanık daha çıkabilir ve aklımıza bile getirmediğimiz konulardaki gelişmelere şahit olabiliriz. En doğrusu aklı önde tutup sakinliğimizi koruyabilmek…
Konu fazla ciddi geldi değil mi? Haydi o zaman biraz da gülümseten bir öyküyle üzerimizdeki stresi azaltalım. Hem de konu ile ilgili ve gerçek bir öyküyle…
“Kütahya'nın Gediz ilçesinde eşeğiyle birlikte evine gelmekte olan biri bilinmeyen kişi ya da kişiler tarafından öldürülür. Uzun araştırmaların sonunda katil olduğundan şüphelenilen A.D. isimli bir zanlıya ulaşılır ancak elde sağlam deliller olmadığı için de işlem yapılamaz. Cinayeti soruşturan Jandarma Astsubayının aklına bir fikir gelir ve katil zanlısı kişiyi, ölen kişinin olay sırasında orada olan ve her şeyi gören eşeği ile yüzleştirilir. Eşek, daha A.D. yanına getirilir getirilmez çılgına döner ve sanığı ısırıp çifte atmaya çalışır. Anlaşılan odur ki, eşeğin bu adamla bir sorunu vardır.
Bu kez de katil zanlısının kıyafetlerinin aynısını giyen bir Jandarma eri eşeğin yanına getirilir. Ancak eşek Jandarma erine en küçük bir tepki dahi göstermez. Aynı deneme birkaç kişi ile defalarca tekrarlanır, sonuç aynı. Eşek sadece A.D. isimli sanıktan başkasına karşı hiç tepki göstermez. Kısacası sorun kıyafette değil, giyendedir.
Deneme A.D. üzerinde de pek çok kez tekrarlanıp yine aynı sonuç alınınca, eşeğin bu davranışı karşısında zor durumda kalan sanık, suçunu itiraf etmek zorunda kalır. Bu arada da eşeğin davranışları, altı şahidin huzurunda tutanakla tespit edildikten sonra delil olarak mahkemeye sunulur.
Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi, davayı görüşerek delilleri yeterli bulur ve sanık 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırılır. Karara itiraz edilir ancak verilen bu karar Yargıtay’ca da onaylanarak kesinleşir.”
Öyküden çıkarılacak pek çok ders ve öğreti var. Bunlardan biri de hayvan dahi olsa tanık olduğu gerçekleri savunup yılgınlık göstermemesi. Yani gördüğünü, kısacası doğruyu savunması. Günümüzde ise görmediğini “öyle olduğunu duydum” diyerek savunan insanoğullarını duydukça, hayvanların bizden çok daha kişilikli ve ahlaklı canlılar olduğunu düşünmeye başlasak iyi olur.
Ne dersiniz, sizce de öyle değil mi?
DÜŞÜNEN SÖZLER:
· Ahlakın olmadığı yerde kanun işe yaramaz. N. BONAPARTE
· Aldanma insanların samimiyetine! / Menfaatleri gelir her şeyden önce. / Vaat etmeseydi Allah cenneti; / Ona bile etmezlerdi secde. M. A. ERSOY
· Allah, kimseyi yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkâr edecek kadar nankör yapmasın. ANONİM
· Av köpekleri kendileri için koşarlar. Ama efendileri için avlarlar. SHAKESPEARE
· Bazı toplumların ahlaksız olmasının nedeni, ahlaksız bireylerin yığılması değil, ahlaksızlığı özendiren bir sistemin kurulmuş olmasıdır. D. CÜCELOĞLU
· Müşteriyi kazıklamanın ticari zekâ, halkı sürekli kandırmanın siyasi zekâ, ambülans arkasına takılmanın pratik zekâ, şike yaparak kazanmanın sportif zekâ, iyi niyeti suiistimal etmenin kıvrak zekâ olarak adlandırıldığı bir ülkenin, zekâya değil, ahlaka ihtiyacı vardır. ANONİM