"Bir Ülkenin Uygarlığı, Kadına Bakış Açısıyla Koşuttur!"

Bu hafta yine bir "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nü çeşitli etkinliklerle anacağız...

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü”  büyük ve acı olaylar sonrasında gelişen mücadelelerle kazanılmış bir gündür!

1857 yılında, Amerika’nın Newyork kentinde dokuma işçisi binlerce kadın, “Eşit İşe Eşit Ücret” istemiyle bir grev başlatırlar. İşveren, polisiye tedbirler alınca, kadınlar kendilerini fabrikaya kapatırlar. Bilinmeyen bir nedenle çıkan yangında “Yüzden Fazla Kadın Yaşamını Yitirmiştir.” Bundan sonra hız kazanan kadın hak ve özgürlükleri hareketi, tüm dünyada eylemlere dönüşmüştür…

1910 yılında Clara Zetkin’in öncülüğünde yapılan başvurularla bu günün Uluslararası bazda  “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasına oybirliği ile karar verilmiştir. Bu etkinlik, 1921 yılından bu yana ülkemizde de yapılmaktadır.

MİHRİ MÜŞFİK HANIM

25 Şubat 2017’yi 26 Şubat’a bağlayan gece, saat: 23.59’dan, 00.00’a dönüşürken… Sosyal Medya Arama Motoru Google; Mihri Müşfik Hanım’ı Doodle yapmıştı! Aslında “Google” gelişigüzel çizilen resim anlamına gelen “Doodle” sözcüğüyle önemli tarihleri, önemli kişileri ve onların doğum-ölüm tarihlerini anımsatmak amacıyla ana sayfada bu tip sürprizler yapıyordu!

Pekiyi, kimdir bu Mihri Müşfik Hanım?

26 Şubat 1886’da İstanbul’da doğan, çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk Türk Kadın Ressamdır… Özellikle, portre ve gravür çalışmalarıyla tanınır ve bohem yaşamıyla bilinir!

Tanınmış kişilerin resimlerini yapmasıyla da ünlenen Mihri Hanım, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra, Mareşal Üniformasıyla resmettiği üç metre boyundaki bir tabloyu,  Mustafa Kemal’e Çankaya’da bizzat armağan etti. Bu da, bir Türk Ressamı tarafından yapılan ilk “Atatürk Portresi” olarak bilinir…

Kızların, yüksek öğrenim görmelerine önayak oldu.1914 yılında açılan Kız Güzel Sanatlar Mektebi’nin ressam atölyesine öğretmen, Salih Zeki Bey’den sonra da mektebin ilk kadın müdiresi oldu.

Kızları, açık havada resim yapmaya ve canlı modelden çalışmaya teşvik etti. Kadınların, toplu resim sergileri açmalarına öncülük etti.

Pek çok kadın ressam da yetiştirdi. Bunlardan bazıları Nazlı Ecevit, Aliye Berger, Fahrünnisa Zeyd’dir…

Edebiyat-ı Cedidecilerle dost oldu, onların şiirlerini resimledi, bu konuda da ilktir. Tevfik Fikret’le tanıştı. Fikret ölünce, yüzünün kalıbını (Mask) çıkararak, heykelini yaptı. Bu mask da, halen Aşiyan Müzesi’nde sergilenmektedir.

Papa’nın portresini de yaptı, bu da bir ilktir.

“Çingene” isimli ünlü tablosu Paris’te Louvre Müzesi’ne kabul edildi. Bu eserin bir kopyası da İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ndedir. Kızkardeşi ve yeğenini kaybettikten sonra ABD’de yaşamaya başladı. Newyork, Chicago, Washington Üniversitelerinde Konuk Resim Profesörü olarak çalıştı. Özel resim dersleri verdi. Yaşlılığında, çok yoksulluk gördü…

Sıradışı ve fırtınalı yaşamı 1954’de sona erdi. İlklerin Kadını’nın aristokrat başlayan yaşamı; resim aşkı yüzünden ne yazık ki, Kimsesizler Mezarlığı’nda bitti!

Öncü Türk Kadınlarına Selam Olsun…