“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”
Yukarıdaki sözlerin sahibi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86.yıl dönümünde rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
Her milletin tarihinde, o milletin makus talihini değiştiren kahramanları vardır. Mustafa Kemal Atatürk, ömrünü Türk ulusunun bağımsızlığına ve kalkınmasına adayan bir milli kahramandır. Şimdi onun değerini daha iyi anlıyoruz.
Atatürk'ün ölümünden sonra dünya liderleri onun büyüklüğünü kabullendiklerini gösteren çok önemli sözler söylemişlerdir.
ABD Başkanı Franklin Roosevelt şöyle demiştir. “Benim üzüntüm, bu büyük adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır”
1916-1922 yılları arasında İngiltere Başbakanlığı yapmış olan Lloyd George: “İnsanlık tarihi bir kaç yüz yılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakın ki, bu dahi Küçük Asya’dan çıktı. Hem de bize karşı. Elden ne gelebilirdi!” dedikten sonra şöyle devam ediyor, “Gönül gözü kör olanlar görmek istemese de tarih 20.yüzyılın dahisini Türk Milletine vermiştir”
Afgan Kralı Emanullah Han: “O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi”
Hindistan'ın bağımsızlık kahramanı ve kurucusu Mahatma Gandhi: “Mustafa Kemal İngilizleri yeninceye kadar, Tanrı'yı da İngiliz'in yanında zannediyordum.” demiştir.
1997 yılı Mart ayında Habitat Toplantısı için İstanbul’a gelen Fidel Castro: “Asıl devrimci Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ben bir devrim yaptım, ama ben onun yaptıklarını asla başaramazdım. Sakin kendinize başka esin kaynağı aramayın.” demiştir.
ABD Başkanı Bill Clinton 2000 yılı milenyum mesajında şöyle demiştir: “Milenyum'un hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı, Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil, asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir.”
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu), 27 Kasım 1978 tarihinde Paris'teki 20.Genel Kurul toplantısında 1981 yılını Atatürk Yılı kabul ve ilan ederek, Atatürk'ü şu sözlerle tanımladı: “Uluslararasi anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder.
İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu. Tek lider! Eşsiz Dünya Lideri.”
Dünya insanlarının büyüklüğünü kabul ettiği böyle lidere sahip olduğumuz için gurur duymalıyız.
Ne yazık ki Atatürk'ü tanımayan bazı insanlarımız bilmeden Atatürk düşmanlığı yapıyorlar. Özellikle Atatürk'ü dinsizlikle suçlayanlar, büyük bir günah işliyorlar.
Ona bu icrayı yapanlar, o olmasaydı minarelerimizden ezanların olunamayacağını, camilerimizde namazların kılınamayacağını bilmiyorlar mı acaba?
Atatürk İslam dinine mensup olmakla her zaman gurur duymuştur. Dinimize verdiği değeri de Kuran-ı Kerim'in Türkçe’ye tercümesini yaptırarak göstermiştir. Ayrıca halkımızın çoğu Atatürk'ün kendi parası ile Fransa'nın başkenti Paris'e ve Japonya'nın başkenti Tokyo'ya cami yaptırdığını bilmez.
İstiklâl Savaşı’nda Yunanlıların yakıp yıktığı yüzlerce camiyi tamir ettirdiğini veya yeniden yaptırdığını biliyor muyuz?
Atatürk'ün hiç bir zaman dinle ve dindara hiç bir sorunu olmamıştır. O her zaman yobazlarla, hürafecilerle ve din tüccarları (dini siyasete ve ticarete âlet edenler) ile mücadele etmiştir.
Bu büyük insanı ve silah arkadaşlarını her zaman rahmet, minnet ve saygıyla anmalıyız.