Ekonomide klasik bir deyim vardır: “Kümesteki kazlar!” Yani, kayıt altında mal veya hizmet üreten vergi yükümlüleri…Katma değer yaratan, istihdam sağlayan ve vergi veren kesimler. Ekonomi yönetimleri, sıkıştıkları zaman, en kolay yol olarak, bu kesimlere yeni vergiler salmayı seçerler. Bu suretle, yanlış ekonomi politikalarının sonucunda tamtakır olmuş kasayı yeniden doldurmaya çalışırlar.

Vergi yükümlüleri arasında kötü niyetliler yok mudur? Elbette vardır ve bunların denetlenerek vergi kayıplarının ortadan kaldırılmasına kimsenin itirazı olamaz. Ama, basit ihmal veya hatalar nedeniyle de bu kesimin rahatsız edilmemesi gerekir. Hele de, kaynağı belli olmayan devasa kazançlar, kayıt dışı, kirli ve kara paralar ortalıkta cirit atarken…

Ekonomi yönetimi, bir çeşit “Deli Dumrul” hikâyesine benzer şekilde, yıl içinde “enflasyon düzeltmesi” uygulamasına girişmektedir ki, bunun adı “kümesteki kazların bir kez daha yolunması”ndan başka bir şey değildir. İş dünyası, günlerdir bu tedirginliği yaşamakta ve ses yükselterek meramını anlatmaya çalışmaktadır.

Kabaca anlatmak gerekirse, yıl içinde enflasyon düzeltmesi yapıp bilanço hazırlanması demek, duran varlık ve sabit kıymetlerin değer artışından dolayı yeniden vergi ödeme zorunluluğunun ortaya çıkacak olmasıdır. Böylelikle, faaliyet göstermeyen, 1 TL bile satışı olmayan firmalar dahi, ciddi vergi yükleriyle karşı karşıya kalacaktır.

Bu uygulama, üreten kesimlerin boğazını sıkmaktan başka şekilde izah edilemez; işçi çıkarmaları, ödeme güçlüklerini ve hatta iflasları beraberinde getirir. Hazineye kaynak yaratalım denilirken, kümesteki kazların ölümü gibi bir sonuç doğurabilir, ekonomide daha da kalıcı hasarlara yol açabilir.

Yol yakınken, gerçekçi ekonomistlerin, vergi uzmanlarının, mali müşavirlerin uyarılarına kulak verilmelidir.