Kuzey Ege’nin en büyük turistik
tesisinde bir Çorumlu’nun imzası
Kızımız Zeynep ile çalışkan ve başarılı damadımız Alper’in ilk görev yerleri Elazığ. Hatta ilk torunumuz Ege de Elazığ doğumlu.
Alper, baba tarafından Artvin, anne tarafından Eskişehir kökenli, ama İstanbul’da doğup büyümüş. Rastlantıya bakın ki, ikinci görev yerleri de İstanbul oldu.
Dolayısıyla Eylül’ün doğum yeri İstanbul.
Sonra Adıyaman, Balıkesir ve şimdi Bursa…
İnegöl’de Güzel Çelik dostu ziyaretimizin ardından Bursa’ya vardık ve canlarımızla kucaklaşıp özlem giderdik.
*
Edremit Güre’deki Hattuşa Vacation Kazdağları…
Oksijen cenneti Kazdağları’nın eteklerinde, yürüme mesafesindeki sahilde plajı da olan Kuzey Ege’nin en büyük turistik tesisi…
Bu büyük başarı hikayesinin kahramanı da, Çorum’dan çıkmış bir kardeşimiz: Mehmet Ali Doğan.
Başarılı yatırımcı kimliğinin yanında, jeotermal alanında Türkiye’nin en yetkin, en donanımlı insanı.
Türkiye Jeotermal Enerji Vakfı Başkanı, aynı zamanda Devremülk-Devretatil Yatırımcıları ve Pazarlamacıları Derneği Başkanı.
Gezi notlarımın ilk bölümünde, “uzunca süreli bir dinlenme için” davetini anlatmıştım. Ama, benim tatillerim bir haftayı geçmiyor ne yazık ki…Öteden beri aramızda espri konusuydu dostlarımızla; “Saat Kulesi’ni biri götürür diye korkuyoruz” derdik. Çan Saat’i bekleme sorumluluğu bizim kuşağa yüklenmişti adeta…
Sonuçta 7 günlük bir tatil için Güre’deyiz.
*
Tatile çıkmadan, sevgili doktorum, Gastroenteroloji Uzmanı Mustafa Kaymazlı ile görüşmüştüm, yine doktorum Onkoloji Uzmanı Mustafa Emre Duygulu da sıcak-kaplıca gibi yasaklar getirmişti. O yüzden, tuz odası ve ayak detoksu dışında (Latince Salus Per Aquam – yani Suyla Gelen Sağlık veya Güzellik anlamına geldiği bilinen) SPA olanaklarının hiç birinden yararlanamadım.
Ama, Kazdağları’nın oksijeni ve dinlenme öyle iyi geldi ki, dönüşte herkes, “hastalığı tamamen atlatmışsın” değerlendirmesinde bulundu.
*
M.Ali Doğan kardeşimiz, bizimle birlikte olabilmek için İstanbul’dan Güre’ye geldi, bir gece kalıp İzmir’e geçti.
İlk buluştuğumuz anda da, önceden tanıştığı, Ayvalık’ta yaşayan dünürlerimiz Ayşe ve Sarper Ergüder’i davet etme inceliğini gösterdi.
Ergüder çiftiyle, hastalandığımdan beri sık sık telefonla görüşüyorduk, ama bir araya gelemiyorduk, bu vesileyle buluşmuş olduk.
Zeytin Restaurant’daki akşam yemeğimiz, keyif verici bir sohbetle geç saatlere kadar devam etti.
Olağanüstü ev sahipliği için “gerçek dost” M.Ali Doğan’a burada bir kez daha teşekkür etmeden geçmemeliyim.
*
Kardeşim İsmail, uzun yıllar İstanbul’da, tekstil sektöründe tasarımcı ve modelist olarak gözde bir elemandı. Ciddi bir akciğer rahatsızlığı yaşadı. Eşi Nurgül’ün de rahatsızlıkları vardı. Karar verdiler, İstanbul’u bırakıp “oksijen”e, Akçay’a koştular.
Tek çocukları, benim sevgili yeğenim Yöntem de, reklamcılık sektöründe tasarımcı olarak iyi bir yere sahip. Mecidiyeköy’deki evlerinde O tek başına kalmaya başlamıştı. Sonra baktı ki Akçay’da yaşamak çok daha rahat; “home-ofis” çalışmak üzere O da Akçay’a yerleşti.
Evlerini ziyaret ettik, her üçüyle de birkaç saat olsun özlem giderme fırsatını bulduk.
*
Güre’deki son günümüzde ise Balıkesir’den, bizimkilerin can arkadaşları, sevgili dost Şinasi Çetinyol ziyaretimize geldi.
Şinasi Çetinyol, Balıkesir’in en popüler insanlarından biri. Tanımadığı, yakınlık kurmadığı kimse yok desek yeridir. Tek kelimeyle “sahici” candan bir dost.
O’nun bu samimiyeti ve özverisi de unutulacak cinsten değil. Sağolsun, varolsun.
*
Çocukluk yıllarımızda, sinema tutkumuz gibi bir de Tom Miks, Teksas tutkumuz vardı.
Hatta, çocukluk arkadaşım Yalçın Sol’la Tom Miks – Teksas ticaret ortaklığı kurmuştuk. Mekânımız Turan Sineması’nın önüydü. Kitap alır, kitap satardık. Galiba kârımız da, bedava kitap okumak olurdu.
Bu resimli kitaplarda bir macera bitince, “Bu Maceranın Sonu” denirdi ya, oradan aklıma geldi.
Bizim Güre maceramız da böyle sonlandı.
Adını andığım herkese bir kez daha teşekkür, selam ve sevgi…
Hülya-Mehmet Yolyapar çifti, Bursa Nilüfer’deki evlerinde kızları Zeynep, damatları Alper, torunları Ege ve Eylül’le…
Bir gazeteciden bir dosta… Fotoğraf makinesini simgeleyen orijinal bir hediye…(Soldan sağ) hülya-Mehmet Yolyapar, M. Ali Doğan, Niyazi-Elmas Özmercan.
Keyifli dost sohbeti…Elmas Özmercan, Ayşe Ergüder, Hülya Yolyapar, M. Ali Doğan, Sarper Ergüder, Mehmet Yolyapar, Niyazi Özmercan.
Eylül güneşinde Hattuşa Kazdağları’nın yemyeşil ortamı…
,
Balıkesir’den Şinasi Çetinyol’la…