Gözlerin görmez olduğu, kulakların duymaz olduğu, vicdanların sızlamaz olduğu bir gün olmuştu 24 Aralık...
Ve 12 Eylül 1980 darbesinin, ilk kilometre taşının döşendiği gün olmuştu 24 Aralık.
Yani 39 yıl önce yaşanan ve belleklerden silinmeyen 24 Aralık 1978 Maraş katliamı.
***
O Maraş ki; Alevi'siyle, Sünni'siyle, Türk'üyle, Kürt'üyle Fransız işgaline direnen ve Maraş'ı düşman işgalinden kurtaran idi.
Ve o Maraş ki; onurlu bir direnişin ve de özgürlük için gerektiğinde ölmenin bayrağını kaldıran idi.
Ve de 7 Şubat 1973 'te Kahramanmaraş unvanını alan idi.
Ne yazık ki, o gün Fransız işgaline karşı ölümüne savaşan Maraş'ta, 24 Aralık 1978 günü kendi halkına kendi halkı katlettirilir.
Ve de Kahramanmaraş'ın kahramanlığına, işte o gün ihanet edilir.
***
Maraş'ı kana bulayan olaylar, "Güneş ne zaman doğacak" filminin oynadığı Çiçek Sinemasına, 19 Aralık akşamı atılan bir patlayıcı ile başlamıştı.
Ve 24 Aralık'ta Maraş, belki de tarihinde yaşadığı en acı ve de kahramanlığını kirleten en kanlı günü yaşamıştı.
Öyle ki, Fransız işgaline karşı Maraş halkının önüne düşen, namusun ve özgürlüğün bayrağını kaldıran Sütçü İmam'a, işte o gün ihanet edilmiştir.
Resmi kayıtlarda 111 kişi ölmüş, 1000'den fazla kişi yaralanmıştır. 552 ev, 289 işyeri tahrip edilmiş, yakılmış, yıkılmıştır.
Ve de 12 Eylül Darbesi'ne giden yolların ilk kilometre taşlan, Maraş'ta döşenmiştir.
***
İşte böyle olmuştur, bu ülkede bu ülkenin halkına yaşatılan...
Küresel güce hizmet eden eller, Maraşlıyı Maraşlıya katlettirmiştir; ardından Çorumluyu Çorumluya, Sivaslıyı Sivaslıya...
Ve o gün kendi halkını katledenler, kime hizmet edildiğini kendine bile sormamış, soramamıştır; Türkiye'de kimin kazandığını görmemiş, görememiştir.
Çünkü o, vatanı vatan hainlerinden kurtardığını sanmıştır.
Çünkü ona kimin kazandığını gösterenlere, vatan haini denmiştir.
İşte o günden bugüne Maraşlı Maraşlıdan, Çorumlu Çorumludan, Sivaslı Sivaslıdan korkar olmuştur.
Ve bugün korku daha da büyütülmüş, kendi halkından korkan bir devlet ve de kendi devletinden korkan bir halk yaratılmıştır.
***
İşte şimdi soralım:
Ey o gün vatanı kurtardığını sanan vatan kurtarıcılar! ,
Ve ey farklılıkları birbirine düşman edip, Türkiye'yi Türkiye halkına zindan edenler... -Bugün görebildiniz mi, o gün kime hizmet edildiğini? Ve ey halkıyla yüzleşemeyen devlet! Ve ey iktidar ve de muhalefet!
-Türkiye'deki Alevi-Sünni çatışmasının arkasındaki küresel iradenin, Türkiye'yi ve tüm bölgeyi etnik ve mezhep çatışmalarına hapseder olduğunu görebildiniz mi?
-Ve görebildiniz mi, siyası söylemlerdeki seviyesi çok düşük ve çirkin ifadelerin, toplumsal kamplaşmaya ve bölünmeye hizmet ettiğini ve de yeni Maraşlara zemin hazırladığını?
Oysaki bu ülkede artık yeni bir Maraşlar, yeni Çorumlar, yeni Sivaslar olmamalı.
Birlikte yaşamanın hoşgörü tohumları ekilmeli bu topraklara. Geçmiş zamanda ekilmişti bu tohumlar; Mevlana ekmişti, Hacı Bektaşi Veli ekmişti, Yunus ekmişti. Şimdi de siyaset ekmeli bu tohumları.