Turan Akıncı Üstat yazmış.

“Kendini Türk vatandaşı kabul eden, herkes bu yazıyı mutlaka okumalı” ön girişiyle de şunları dillendirmiş…

… Resimde gördüğünüz hanımefendi, bir Osmanlı Sultanı.

Daha net bir ifadeyle; bir halife kızı ya da torunu.

Hal böyle olunca; “türbanı nerede bu hatunun” demek gerekmiyor mu?

O zaman biz de soralım.

Çarşafı nerede bunun?

??!!...

Başı açık Müslüman olur mu?

??!!...

Olu(yo)rmuş!

Wq

Demek ki Osmanlı bize (bilinçli olarak) yanlış tanıtılmış, yanlış empoze edilmiş.

Osmanlı’dan 80 sene sonra, Ülkede türban taktın takmadın sorunu çıktı.

Okullarda, işyerlerinde, olmadık yerlere eylemler yapıldı.

Ve işin ilginç yanı, bu türban dayatması tüm İslam ülkelerinde, aynı dönemde yaşandı ve yaşanıyor.

Malum çevreler bize başka bir din dayatıyorlar.

Bu çalışmalar, İslamcı hükümetleri peş peşe iş başına getirdi.

Türkçesi, malum birileri bir senaryo yazdı; onu iktidarlar vasıtasıyla uygulatıyorlar.

… …

Bu aralar Twitter’i izliyorum.

Bazı güçler sistematik olarak bir şeyleri kaşıyorlar.

Dün 18 bin kişi “Kemalist eğitime hayır” diye Twitt attı.

Sanıyorum bu Twittleri bir teknoloji ile atıyorlar.

Ve yine sanıyorum bu girişimler, gizli servislerin işi.

2-3 bin ak trolün yapacağı işler değil bunlar.

Bu konuları okumuş yazmış biri olarak “bu konu, tamamen algı yönetimi...” derim.

… …

Kemalist eğitimin yerine istenen nedir?

Medrese eğitimi mi?

Osmanlı devleti 1840 yılından sonra, medreselerin bir halta yaramadığını gördü.

Yeni arayışlara girdi.

1850’li yıllarda Maarif (Eğitim) Bakanlığı kuruldu.

İstanbul’da on civarında rüştiye açıldı.

1860'lı yıllarda ise ilk Sultani (Lise) eğitime başladı.

O tarihe kadar eğitim Osmanlı’nın konusu değildi.

Daha sonra Mülkiye, Tıbbiye, Mühendis Mektepleri kuruldu.

Parasızlıktan üniversite 4-5 kere eğitimine ara verdi.

… …

Siyasal İslamcıların çok sevdiği Sultan II. Abdülhamit,

Medrese hocalarının maaşına bir kuruş zam yapmadı.

Binaların tamirat ve bakımına da para vermedi.

Toplumda itibarı kalmayan Medrese hocaları da,

31 Mart isyanını örgütlediler.

İsyan kitabında bu konuyu anlattım.

110 yıl sonra dillendirilen başlığa bakar mısınız?

“Kemalist eğitime hayır.”

Ülke resmen tuzağa düşürülüyoruz.

Bunu kim ya da kimler organize ediyor?                                           

Bu nasıl bir mantık?

Matematik, fizik, biyoloji ve kimya, eğitimi verilmiyor, gösterilmiyor.

Bunun sonucu ne olur biliyor musunuz?

Yerlerde sürünen ülkeler arasında yerimizi alırız.

Bu işi kim örgütlüyor?

Bilemem

Ama örgütlü bir güç olduğu belli.

Malum çevrelerin oyunu bu

Tuzağa düşüyor, tuzağa düşürülüyoruz.

*    *    *

Evet…

Böyle diyor Turan Akıncı Üstat.

Haksız mı?

Ben bu güzel yazının noktasından virgülüne dek her bir şeyine katılıyorum.

Ülkemiz sessiz sedasız şeriat ülkesine dönüştürülüyor.

Bu gidişat iyi bir gidişat değil.

Tanrı yardımcımız olsun…