Üzerlerinde “Türkiye Yüzyılı” yazılı, dijital ekranlı kamyonetler Newyork caddelerinde boy gösterince aklıma önce okula aç giden çocuklar haberi geldi…

Sadece” açlık” haberi olsa…

Deprem bölgesinde bu “açlık” gerçeğine, gıda ve “su sıkıntısı” ve “tuvalet” sorunu eklenmesin mi?

Bir an için her şeyi bir yana bırakalım.

Buna enflasyon  dahil…

Hepsini bir an için geride bırakalım…

Bir dakika için unutalım.

Sayın Erdoğan’ın özel uçağı, ABD rotası izleyen o uçakta geziye katılan siyasiler, bakanlar ve gazeteciler  her türlü “lüks” ü yaşarlarken…

Dünyaya adımızı altın harflerle yazdıran ve yazdırmaya devam eden Filenin Sultan’larının Japonya’daki müsabakalara “tarifeli uçakla” gitmeleri karşısında insanın hiç mi vicdanı sızlamaz.?

Bir an için özel uçağa  tamammmm…

Hem güvenlik, hem devlet başkanları için uygulanan bir gelenek diyelim..

Hadi “itibardan tasarruf edilmez” gibi sonradan icat bir ilkel görüşe de boyun eğelim.

Peki, Türk milletine “itibar”ın daniskasını yaşatan, dünyaya adımızı duyuran ve başarıdan başarıya koşan “Filenin sultanları” nın durumuna ne demeli?

Tarifeli uçak iyidir (!)

İtibar üzerine itibar kazanma mücadelesi veren bu kızlarımızın başarısı bu kadar mı değersiz?

Güya “Tasarruf” genelgesine göre, kamuda tanıtım harcamaları kesilecekti.

Hikaye olduğu ortaya çıktı..

Güya, millete kemer sıktırılırken havalara saçacak paramız yoktu…

Kemerinde delik kalmayan emeklilere ek zam yapılacaktı?

Güya KKM belasından kurtulacaktık.?

Hepsinden vazgeçtik…

ABD gezisinde, New York sokaklarında turlayan kamyonların üzerinde ne yazıyordu dersiniz?

“Adil ve insani düzenin kutbu Türkiye, 100 yaşına giriyor."

Kasap vitrininde ete, soğan doğramaya devam…

Çünkü sözün bittiği yerdeyiz, ey halkım…