Yaklaşık yarım asrı aşkın süredir araç kullanıyorum.

Dört adet yeni araba aldım.

Son kullandığım araba, 17 yaşına girdi.

Trafik sigortasını yatırma zamanı geldiğinde, AKP’yi yöneten ekonomiden sorumlu takımın “Bütçe açıklarını kapatmak” amacıyla değişik yöntemlere başvurduğuna ilk defa ve bu yıl tanık oldum.

Malum, araçlar için yılda bir kere Motorlu Taşıt Vergisi veriliyor.

Tabii ki, her yıl Zorunlu Trafik Sigortası yaptırmak ise kaçınılmaz.

Devlet yani Hazine ve Maliye Bakanlığı 2025 bütçesini yaptı ama öylesine açık ki, neyle-nasıl ve ne zaman kapatacağına ilişkin planları hayata geçiriyor olmalı ki, Zorunlu Trafik Sigortası uygulamasında değişiklikler yapmış.

Bir kere devletin, yani hazine-maliyenin belirlediği Motorlu Taşıtlar Vergisi Ocak ayında enflasyona göre belirleniyor.

Henüz bilemiyoruz.

Zorunlu trafik ise özel sigorta şirketleri tarafından belirleniyor.

Serbest piyasa koşullarına göre, geçen yıl Kasko Sigortasından çıkmıştım, çünkü yıllık bedel, otomobilimin yüzde 20 değeri kadardı nerdeyse.

Trafik ise 4 bin TL civarnındaydı.

Neyse bu yıl en ucuzunu araştırdım, sigortacım “Yedi bin liradan aşağı fiyat veren yok” dedi…

Tamam, ödemek zorundayız, her araç sahibi gibi.

Gelgelelim ödeme şekline:

Sadece “Banka kredi kartı” ile ödeme yapılacakmış…

Peki, nakit ödesem?

Devlet: ı-ıhh diyormuş.

Yani TL geçerli değil…

Havale?

I-ıhhh….

Yahu ben emekli bir işçiyim, her ay bankamdan bana verilen banka kartı ile emekli maaşımı alıyorum…

Emekli banka kartım neden geçerli değil?

Nakit para devletin yeni sistemine göre: “tedavülde değil”…

Banka kredi kartın olacak, sigortacına gidip ibraz edeceksin.

Ve devlete karşı olan sorumluluğunu yerine getirmiş olacaksın.

Böyle bir sistem, böyle bir uygulama ve böyle bir “işkence yöntemi”ne rastlamak zor…

Belki Zimbabwe’de vardır, bilemem…

Belki de Uganda’da…