Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) TELE1 Televizyonuna 3 gün yayın durdurma (ekran karartma) cezası verdi. Cezaya gerekçe gösterilen görüş, söylem ise TİP(Türkiye İşçi Partisi) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in

“Diyanet’i, bu haliyle siyasal İslamcı bir gereç olmakla suçlaması” …

Asıl konu seçimler döneminde Tele 1’i kökten kapatmanın hazırlığının yapılıyor olması. O döneme dönük hilenin taşları döşeniyor. Gazeteci Sayın Yalçın Doğan’ın da T 24 deki köşesinde dikkat çektiği gibi, Tele 1’e bu konuda daha önce bir kumpas kuruluyor. Şöyle ki; bir yıl kadar önce Tele 1’e bir Cuma günü saat 17’ye 10 kala bir tebligat geliyor. Kritik nokta hafta tatili sonuna 10 dakika kala gelen tebligata itiraz etme şansın olmuyor ve Tele 1 Pazar günü karartılıyor.

Tele 1 sonra mahkemeye gidiyor davayı kazanıyor. Fakat ekran karardığı ile kalıyor. Yani adamı peşin idam ediyorsun, sonra adam haklı çıkıyor. Mevcut iktidarın doğasına uyan bir adalet sistemi… RTÜK elbette kararı Danıştay’a götürüyor ve bir yıldır karar Danıştay’da.

Asıl yapılmak istenen ise RTÜK, Tele 1’in Şubata kadar ikinci defa ekran karartma cezasını veriyor ki Tele 1’in lisansını iptal edecekler. Ekranı kökten karartacaklar. Şimdiden seçimlere giden yolun taşlarını döşüyorlar. Yani iktidar muhalif yayın ve basın organlarını susturarak açıkça ‘elini bağla, ayağını bağla, seçimlerde gel güreşelim’ diyor.

Yönetemeyen, ekonomiyi batıran, enflasyonu azdıran adaleti ve hukuku rafa kaldıran iktidar, halkı canından bezdirdiğinin farkındadır. Seçimlere giderken halka yüklediği sıkıntıların ağırlığı altında bacakları dolaşan iktidar, ayak oyunları ile seçimleri kazanma telaşında.

“Hangi atı alırsam Üsküdar’ı geçerim, hangi kediyi sokarsam trafoyu patlatırım” planları yapıyor. Doğrusu bu defa değil ata, helikoptere binseniz, değil trafoya kedi sokmak, trafoya kaplan soksanız, ne Üsküdar’ı geçebilecek, ne de trafoyu patlatabileceksiniz. Belli ki son İstanbul seçimleri ders olmamış. Halkın burnundan soluduğunu duymuyorlar.

Tele 1 halkın büyük çoğunluğunun izlediği bir televizyon. Oysa iktidar yayın ve basın organlarının yüzde doksanını ele geçirmiş, buna rağmen Tele 1, Halk TV, FOX TV, KRT gibi televizyonlara tahammül edemiyor. Gerçekler iktidarın gözlerini kamaştırıyor. Hiçbir işi doğru olmayan iktidarın, doğruyu söyleyenleri susturmak için başvurmadığı yöntem yok.

İktidarın gözleri öylesine kararmış ki, kaybetme korkusu öylesine dağları sarmış ki, yaptıkları her devinim gidiş sürecini hızlandırıyor, göremiyorlar. Hiçbir oyun, hiçbir yalan, hiçbir dolambaçlı yol halkın iradesinden ve gücünden daha etkili ve güçlü değildir.

Halkın izlediği kanalı karartarak halka saygısızlık yaptıklarını düşünme gereği bile duymuyorlar. Halk isterse, zaten izlemeyerek o kanalı kapatır. Herkesin elinde uzaktan kumanda var.

Halk artık iktidarın yalan makinalarını izlemekten bıktı.

Tele 1’le yarışı elinizdeki yüzlerce kanalı izlenir yaparak yapın.

Sayısı bir elimin parmağını geçmeyen televizyon kanallarından neden korkuyorsunuz?

Tele 1’i susturmak Türkiye’yi susturmaktır.

Tele 1’i susturarak ülkeyi ortaçağın kör karanlığında boğacaksınız. Kabul edilemez, iki yüz yıldır demokrasi mücadelesi veren halkın başına kara bir çuval geçiremezsiniz.

Tele 1’i susturmak yolsuzluklarımızı kimse görmesin diyedir. Tele 1’i susturmak haksızlığımızı, adaletsizliğimizi kimse duymasın diyedir.

Tam da bunun için Tele 1’i susturamayacaksınız. Zira Tele 1 Türkiye’dir. Tele 1’in ışığı gözlerinizi kamaştırmış olabilir, Tele 1 halktır.

Halkı susturamazsınız.