Geçenlerde, TV’de izlediğim bir habere göre sanırım ABD’de kar yağışı nedeniyle tek başına yolda kalan bir bayana kimse yardım etmediği için donarak ölmüştü. Spiker, haberi verdikten sonra şunları ekledi: “Maneviyattan yoksun ülkelerde bu tür olaylar artık normal karşılanıyor. Oysa böyle bir olay bizde yaşansa herkes bayanın yardımına koşarak onu kurtarır.

Spikeri dinleyince geçmiş yıllarda bizde yaşanan bir olay geldi aklıma ve gülümsedim. Arabası bozulduğu için gece yarısı yolda kalıp yakınlardaki bir köyün kahvesinde okey oynayanlardan yardım istemeye giden kadının kahvedekilerin çoğunluğu tarafından tecavüze uğradığını, azınlık grubunsa hiç tepki vermeden okey oynamayı sürdürdüklerini okumuştum. Yani, konu duyarsızlıksa bunun dik âlâsı hem de faizli tarifesiyle bizde de vardı.

Ben bu yazıyı hazırlarken, daha yenisi meydana geldi. Şanlıurfa yolunda geçen gün (27 Nisan) devrilen çikolata ve bayram şekeri yüklü tırdan saçılan çikolata ve şekerler insanlar tarafından yağma edilirken, direksiyonla koltuk arasına sıkışarak ağır yaralanan sürücünün feryatlarına bir tek kişi bile yardıma koşmamış. Bunu yapan insanlar büyük bir olasılıkla oruç tutup namaz kılıyor ve Müslümanlığına da toz kondurmuyor.

İsterseniz, şimdi de hep birlikte şu sorulara yanıt vermeye çalışalım:

•Yaşamakta olduğumuz şu zor günlerde komşularımızdan ya da akrabalarımızdan kaçının aç gezdiğini ya da çok zor durumda olduğunu biliyor muyuz?

•Geride 3-5 dolarımız varken, doların değerinin düştüğünü öğrendiğimizde cebimizdeki paranın azaldığına mı üzülürüz, yoksa ülkemizin dış borcunun azaldığına mı seviniriz?

•Bir hayır kurumu tarafından yanlışlıkla bizim eve de yardım paketi bırakıldığında, sevinçle kabul edip kullanır mıyız; yoksa iade eder miyiz?

•Haksızlığa uğradığına kesin olarak inandığımız bir yakınımıza arka çıkıp korur muyuz, yoksa bir kenardan sessizce izlemekle mi yetiniriz?

•Başı belâda olan bir tanıdığımıza hemen yardıma koşar mıyız; yoksa bana da bulaşırlar korkusuyla kenardan mı dolaşırız?

•Ülkemiz dışında meydana gelen deprem, sel, vb. felaketlere uğrayanlar için “bizde olmadı ya boş ver elin gâvurunu” mu deriz, yoksa açılan kampanyaya bağışta bulunduğumuz hiç oldu mu? (Cami sergileri dışında.)

•Hiç tanımadığımız birine acil kan gerektiğini duyduğumuzda hemen koşup kan verdiğimiz oldu mu?

•Öldüğümüzde, organlarımızın başkalarına hayat vermeye devam etmesi için kaçımız bağışçı oldu?

•Yediği cipsin ambalajını yere atan gence –terslenmeyi göze alıp da- kaçımız müdahale ettik?

•Karşımızda gözümüze baka baka yalan söyleyen birine -hatırı kalır diye susmak yerine- kaçımız yalanını yüzüne vurdu?

•Sigortasız aracımızla kaza yaptığımızda sigortacıyı kafaya alıp birkaç gün öncesi tarihiyle sigorta yaptırarak para aldığımız oldu mu, ya da bunu yapan bir tanıdığımız var mı?

•Ölen babasının maaşını almak için eşinden boşanıp yine de birlikte yaşamayı sürdürenlerden kaçını tanıyorsunuz?

•Hatırlı birisinin yakınının öldüğünü duyduğumuzda, ilerde belki işimiz düşer diye hemen koşarak cenaze törenine katılıp taziyelerimizi bildirdiğimiz oldu mu?

•Piknik yerlerine çöp bırakanları –aramızın bozulabileceğini düşünmeden- kaçımız uyardı?

•Kuyruğun sonuna değil de bir tanıdık bulup araya kaynak yapanlara karşı -birkaç cılız ses dışında- grupça tepki verildiğine kaç kez tanık olduk?

•Vb.

Evet değerli okurlar; görüldüğü gibi kimse yardım etmediği için donarak ölen kadının yaşadığı ülke toplumundan çok da farkımız yok. Şimdi de bazılarımızın “Ama ben tek kişi ne yapabilirim ki!” diye kendini aklamaya ve kenara çekmeye çalıştığına adım gibi eminim. Haklı olabilirsiniz ama önümüzde hiçbir zaman unutamayacağımız müthiş bir örnek var: Mustafa Kemal de Anadolu topraklarından düşmanı söküp atmaya karar verdiğinde tek başınaydı.

Sonucu ise ortada...

DÜŞÜNEN SÖZLER:

•Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı. ELİE WİESEL

•Dünya çok acı çekiyor ama kötü insanların şiddetinden değil, İyi insanların sessizliğinden! NAPOLEON

•Işığa kavuşmak için, karanlığa kafa tutmak gerekir. PLATON

•Acı duyabiliyorsan canlısın; başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın. TOLSTOY

•Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur. İSMET İNÖNÜ

•Suya sabuna dokunmazmış; pise bak.