Ben 76 yaşında emekli matematik öğretmeniyim. Kuruluşundan itibaren 10 yıl Ak Parti’nin kayıtlı üyesi kaldım. Ne zamanki partili cumhurbaşkanlığı ve tek adam yönetimi ortaya çıktı partiden ayrıldım. Şu anda hiçbir partili değilim. Emekli bir vatandaş olarak aldığımız emekli aylığımızı buharlaştıran bir zihniyete oy vermeyi de düşünmüyorum.

Bu yazdıklarımdan dolayı belki beni de tutuklayacaksınız ama doğruları söylemek adına onu da göze aldım.

Sayın Cumhurbaşkanım. Siz partiyi kurduğunuz yıl ben emekli maaşımla 13 tane çeyrek altın alıyordum, bugün 2 tane alabiliyorum. Emekli maaşım asgari ücretin 4 katıydı, bugün asgari ücretin altında. Bunlar sizin çeyrek asırlık yönetiminizin eserleri.

Ak Parti’nin artık ezici çoğunlukla seçim kazanması mümkün değildir. Çünkü 16 milyon emekliyi perişan ettiniz. Bunu siz de biliyorsunuz.

Gelin giderayak iyi bir şey yapın. Şehirleri kategorilere ayırın kelle vergisi koyun. Elde edilecek paralarla köyüne dönecek insanları sübvanse edin. Köyleri kalkındırın. Tarlalar ekilmeye başlansın.

Peki, ne yapmalı?

Köylerde yaşamak cazip hale getirilmelidir. Tarlalar ekilir biçilir hale getirilmeli. Köylünün bilinçli olarak ürettiği mahsule devlet pazar bulmalı, ihracat etmelidir.

Peki, tarlayı tapanı bırakarak kentlere taşınan nüfusu köylere geri nasıl gönderebiliriz? Bunun için kentlerde yaşayanlara kelle vergisi konmalı toplanan vergilerle köyüne geri dönenler sübvanse edilmelidir.

İstanbul'u örnek verecek olursak 16 milyon nüfusun 6 milyonunu güle oynaya geri göndermek mümkündür. 10 milyondan toplanacak kelle vergileri ile sübvanse etmek mümkündür.

Gelin ülkenin tamamına seracılığı öğretin. Köylü her yıl en az üç defa hasat yapsın. Köylünün ürettiklerini satın alın, ihraç edin. Köylerde ocaklar tütmeye başlasın. Şehirler soluk alsın.

Dost acı söyler

Saygılarımla