Sapırdamak moda oldu.
Sapırdayan sapırdayana…
Diyanet İşleri Başkanlığı, diyanet oldu olalı bu denli sapırdamadı.
Gaf üzerine gaf, pot üzerine pot.
Üzülüyor insan.
Biz ve çocuklarımız görüp, yaşadı; inşallah torunlarımız yaşamaz, görmez ve tanık olmaz bu rezilliklere…
Atatürk’ün kurduğu bir kurum(lar) nereden nereye getirildi.
* Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş diyor ki; “Kur’anın ne dediğini anlamasan da olur. O nedenle Kur’anın tercümesi olmaz. Türkçe ibadet caiz değildir. Türkçe Kur’an olmaz…”
* Din İşleri Yüksek Kurulu verdiği fetvada şöyle buyuruyor!
“…Fiyatları belirleyen Tanrı’dır. Karşı çıkıl(a)maz.”
* Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yusuf Doğan, “Arapçayla Türkçe bir olur mu; Arapça kutsal bir dildir…” diyor.
* Yalova Üniversitesi’nde görevli Doç.Dr. Ebubekir Sifil; “…Bir erkeğin farklı illerde evleri ve eşleri olabileceğini, bu durumun da İslami olduğunu” söylüyor.
* Diyanet Başkanlık Müşaviri Zeki Sayar “Kadın yanında kocası ya da oğlu olmadan 90 Km’den öteye gidemez” diyor.
* Mevlevi Tarikatı Şeyhi Mustafa Özbağ: “… Geçinemiyorum diyenin maaşını daha da düşürmek sünnettir. Geçim derdi İslamiyet’te bu şekilde çözülür.”
* Mehmet Göktaş; “Korkmayın söyleyin / hatta bağırın…” diyor ve ekliyor. “Kemalist İdeoloji kaybetmiştir. ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’, kaybetmiştir. ‘Bir Türk Dünya’ya bedeldir’ kaybetmiştir. ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun…’ kaybetmiştir. ‘Türkiye Türklerindir…’ kaybetmiştir…” diyor.
* Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Yoksulluk Peygamber Efendimize komşu olmaktır. Bizler, bu yolda o nedenle çaba sarfediyoruz…” diyor.
* Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahı Doç.Dr. İlker Alat;“Bir çok ilaç haram.İslam’a uygun ilaçlar seçmek zorundayız.” diyor.
* Türkiye’de Arap Partisi kuruluyor.
Arap lider Beyt Nahreyn, Türkiye’de ana dilde (Arapça) eğitim istiyor.
* İsparta İlahiyat Faküktesi Dekanı Rıfat Okutan; “…Cinsel ilişki sırasında şeyhinizi düşünürseniz, çocuğunuz ahlaklı olur…” diyor.
* Vaiz, yazar Nureddin Yıldız “ 6 yaşındaki kızla evlenilebilir” diyor.
* Sümerler (bile) depremin, bundan 5 bin yıl önce fay hattından dolayı meydana geldiğini söylerken; günümüz yobazları depremin zinadan kaynaklandığını söylüyor.
* Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının Manevî Lideri Alparslan Kuytul; “Annen de olsa diz kapağının üzeri tahrik eder” diyor.
*Türkiye’de bir ilk okul binası böyleyken; Kur’an Kursları böyle olabiliyor.
* Ve bugün Dünya’da bugün bir çok bilim adamının tartıştığı konular.
a.Zamanda yolculuk mümkün mü?
b.Paralel evrenler var mı?
c.Uzayda hayat var mı?
ç.Başka gezegenlerde koloni kurulabilir mi?
d.Kanseri kalıcı olarak yenebilir miyiz?
Ve Türkiye’de bizim muhteremlerin tartıştığı konular
a.Türkçe ezan okunsun mu okunmasın mı?
b.Türban dinen caiz mi, değil mi?
c.Okullarımız kızlı erkekli olabilir mi?
ç.Cinle evlenilebilir mi?
d.Kırmızı kilot caiz mi?
e.Evlatlıkla evlenmek caiz mi?
f.Cennette kaç huri verecekler?
d.Lades haram mı değil mi?
g.Peygamber Efendimiz Aişe Anamızı 9 yaşında aldı; ben de alsam caiz mi?
h.Karımı iz bırakmadan dövemez miyim?
* * *
Bunlar, ilk etapta akla gelenler.
Daha buna benzer daha nice sapırdamalar ve de ne sapırdayanlar var.
Neden bu durumdayız?
Çünkü okumuyor ve de düşünmüyoruz.
Uslamlama özürlüyüz.
Profösör deyip, doktor / mühendis deyip gözümüzde büyütüyoruz.
Ama bu adamların söylediklerini zır cahiller söylemez.
Yazık, çok yazık…