Siyaset dünyasında sağcılığa eğilim artıyor.
Avrupa’nın nerdeyse yarısından fazla ülkede “milliyetçilik” akımları ön plana çıkıyor gibi.
Avrupa Birliğine üye ülkelerin durumuna bakınca, iktidara gelmiş liderlerin seçmen eğilimleri incelenince “Milliyetçilik”in ilk sıralara yerleştiği görünüyor.
Solculuk gerilerken sağcılık “bulaşıcı hastalık” gibi etkili bir yayılma gösteriyor denebilir.
Başta Fransa olmak üzere…
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de “baskın milliyetçilik” unsuru ön plana çıkıyor gibi.
Bize gelince…
Bizde de aynı eğilimin giderek arttığı gözlemleniyor.
Düne kadar sol ve sağ arasındaki çizgiler kalındı…
İncelmeye başladı sayılır…
Çünkü “sağcılık” bizim ülkede son yıllarda çabuk üreyen ve büyüyen bir akım haline geldi.
Bu ülkeyi 24 yıldır sağcılar, yani AKP ve sağcı ortakları yönetiyor.
Ülkücüsü, dincisi, aşırı dincisi ve aşırı milliyetçisi…
Bakınız AKP terkibine…
Şimdi gelin de AKP ve lideri Erdoğan’ın Meral Akşener’i neden kabul ettiğini anlamakta güçlük çekelim…
“Bayram değil, seyran değil, eniştem beni neden öptü?” özdeyişine gelirsek, bu görüşmenin altında yatanları daha iyi analiz edebiliriz.
İyi parti eriyor…
Kısa bir gelecekte tarihe gömüleceğini söyleyenler “kahin” değiller…
Gemiyi terk edenlerin bir kısmı geleceklerini CHP’de görebilirler…
Terk edecek olanların paylaşımı önemli şu günlerde…
Saray’ın “akbaba” takımı İyi Parti milletvekillerinin çok rahatsız olduğunu görüyor ve izliyor.
CHP’nin “çengel” attığı İYİ Partililer olabilir, olacak da…
Ve bazıları da CHP saflarına katıldılar bile…
Arkası geleceği belli…
Ama adresleri henüz kesin değil.
İyi Parti’de “gelecek” göremeyenlerin, 4 yıl sonrasını hesapladıkları da açık ve net..
Saray’ın besleme kurmayları ve “akbaba” takımı, Sayın Erdoğan’ı uyarmış olmalı ki, Akşener’e “Expres” davet gitti.
Hem de, CHP’ye İYİ Parti’den bir tek milletvekili geçer geçmez.
Panik hali olmasa da, İYİ Parti Lideri Dervişoğlu’nun istifaları önleme gücü yok.
Aksine, Akşener’in “huzursuz” olan ve “geleceği” göremeyen 40’a yakın İP’li mebusları bir şekilde AKP’ye yönlendirmesi daha akla yakın.
Yani, AKP ve CHP’deki “ akbaba” takımları transfer için kıyasıya bir yarışa girebilirler.
Peki Akşener’in bu konuda AKP liderine “koltuk” çıkması, yani yardım etmesi etik midir?
Bu topa ben girmem ama Akşener’in Saray’a acil davet edilmesinin altında yatan gerçeğin yüzde 51’lik bölümü “Sağ Cephe” de tahkim ihtiyacına dayandığı yönünde…
Yeni çıkacak “kritik” yasalar var
Yeni bir Anayasa da gündemde…
AKP grubunun daha fazla güçlenmesi gerek…
Bu nedenle, yeni transferler yakın zamanda olmasa bile muhakkak olacaktır.
Örnekleri siyasi tarihimizde bol bol var…
CHP’de Kemal Satır “hamlesi…”
AP’de Ferruh Bozbeyli’nin “ 41’ler isyanı”…
Keza yine solda Ecevit-Erdal İnönü “ayrışması”…
Var da var…
Gelelim Devlet Bahçeli’nin durumuna.
Vazgeçilmez ortak MHP ve liderinin bu konuda sesi nasılsa çıkmaz.
Hatta “Geç bile kaldılar” diye bir açıklama yapabilir sayın Bahçeli.
Neden olmasın?
Gelecekte olacakları nasılsa göreceğiz…
AKP bu işten karlı çıkarsa şaşmayalım…
Neticede CHP’nin konumlandığı yerde, yani solda gelişme değil, gerileme var…
En sıcak örnek ise Avrupa Birliği Parlamentosundaki temsil dağılımı…
Daha ne olsun?