Psikoloğa gitmek, aslında son derece doğal ve sağlıklı bir adım olmasına rağmen, pek çok insan için hâlâ bir tabu.

Çoğu kişi, ruhsal sıkıntılar yaşasa bile profesyonel destek almaktan çekiniyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri, toplumdaki yanlış algılar. Psikoloğa gitmek, genellikle zayıflık ya da ciddi bir akıl hastalığı belirtisi olarak görülüyor. Oysa ki bir psikolog, fiziksel sağlığımız için başvurduğumuz doktorlardan farklı değil. Zihinsel ve duygusal sağlığımızı korumak için destek almak, kendimize yaptığımız önemli bir yatırımdır.

Bu çekingenliğin bir diğer sebebi, insanların kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi gerektiği yönündeki yanlış inanç. Birçok kişi, “Ben kendi kendime hallederim” ya da “Zamanla geçer” düşüncesiyle profesyonel yardımdan kaçınıyor. Oysa ki bazı duygusal ve zihinsel yükler, tek başına başa çıkılamayacak kadar ağır olabilir. Destek almak, insanın yetersiz olduğu anlamına gelmez; aksine, problemleri sağlıklı bir şekilde ele alabilmesi için bir fırsat sunar.

Bazı insanlar ise psikoloğa gittiklerinde konuşulanların gizli kalmayacağından endişe duyuyor. Ancak psikologlar, meslek etik kuralları gereği danışanlarının mahremiyetini korumak zorundadır. Bu nedenle, terapi sürecinde paylaşılanlar tamamen gizli tutulur ve kişinin özel hayatına dair bilgiler başkalarıyla paylaşılmaz.

Psikolojik destek almanın önündeki bir diğer engel ise ekonomik kaygılar ve erişim sorunlarıdır. Özel psikolog seansları pahalı olabilir ve herkes için ulaşılabilir olmayabilir. Ancak birçok belediye, üniversite ve dernek, ücretsiz ya da düşük maliyetli terapi hizmetleri sunarak daha fazla insanın bu imkândan yararlanmasını sağlıyor.

Bu tabunun yıkılması için öncelikle toplumun ruh sağlığına bakış açısının değişmesi gerekiyor. İnsanların terapiye gitmenin normal ve sağlıklı bir süreç olduğunu kabul etmesi, bu konunun daha fazla konuşulması ve medyada daha fazla yer bulması önemli bir adım olabilir. Sonuç olarak, psikoloğa gitmek, bir insanın kendisine yapabileceği en büyük iyiliklerden biridir. Fiziksel sağlığımıza özen gösterdiğimiz gibi, zihinsel sağlığımıza da özen göstermeliyiz.

Unutulmamalıdır ki, yardım istemek bir zayıflık değil, aksine cesurca atılmış bir adımdır.