Kademoğlu:
10-Çorumda kültür ve sanatta ses olmak için “Sanat Dostları” toplantıları yaptığınızı biliyorum. Bir de; kimi zaman benim de şiir ve yazılarımın yayımlandığı Çorum Haber gazetesinin eki olarak çıkardığınız kültür sanat dergisi Yazılıkaya’nız vardı. Bunlarla ilgili neler söylemek istersiniz?
Gündoğar:
-Çorum da kültür ve sanatta ses olmak, bunu önce yerele sonra ulusala yaymak adına 1995 yılı Haziran’ından bu yana, tam 21 yıldır aylık “Sanat Dostları Toplantıları” yapmaktayız. Başlangıçta 8-10 sanat dostuyla başladığımız toplantılarımıza salt Çorumlu sanatçılarımız değil, sanatseverler de katılıyordu. Zamanla katılımcı sayısı 40-50’yi bulmuş, toplantı yeri konusunda da sıkıntılar çektiğimiz olmuştur. Bu toplantılarımıza şairinden, yazarından, halk ozanına; ressamından, karikatüristinden, fotoğraf sanatçısına; eğitimcisinden, gazetecisinden, metal işleri sanatçısına değin birçok Çorumlu değerimiz katıldı. Her sanatçı kendi alanındaki sanatsal üretimlerini sundular, sergilediler. Bu konudaki ortak amacımızı ilk toplantının ardından şöyle belirlemiş; bir değerlendirme yazısıyla da Çorum Haber gazetesinde yayımlamıştım. Hatta bu yazımı Ankara’da Köy Enstitilü yazarımız Osman Boluluya kısa bir notla gönderdim o zaman. O da yazının özet bir bölümünü Ankara’da Edebiyatçılar Derneğinin bülteninde yayımlanmış; “Sanat Dostları” birlikteliğimizi örnek bir çalışma olarak duyurmuştu..
Amaçlarımızı özet olarak şöyle belirlemiştik:
“Sanatın birleştirici, bütünleştirici ortamında sevgi ve saygıya dayalı dostluğu, barışı, ve kardeşliği geliştirmek.
Çorumun kültürel ve sanatsal anlamdaki değerlerine sahip çıkmak
Üretimlerimizi, yaratımlarımızı halka ulaştırmak; onun mutluluğunu, güzelliğini onlarla paylaşıp, onlarla birlikte yaşamak”.
Bunu amaçlarken de sanatın dilinin, gücünün ve güzelliğinin evrensel olduğunu; onun güzelliğinin salt bir kentin insanlarını kucaklamakla kalmayıp, tüm ülkenin, hatta tüm dünyanın insanlarını da sarıp sarmaladığını da biliyorduk.
Ayda bir kez olarak yapılan bu toplantılarda, Çorumlu sanatçılarımızın şiirlerinden, türkülerinden örnekler sunuldu. Kitap tanıtımları yapıldı. Resim, şiir, karikatür ve fotoğraf sanatı üzerine bildiriler sunuldu. Çorum Halkevi’nin 1938-1946 yılları arasında 61 sayı olarak çıkardığı Çorumlu dergileri üzerine toplu bir değerlendirme yapıldı. Türk Şiiri’nin ve Öykücülüğü’nün Cumhuriyet’ten günümüze uzanan serüveni örneklerle aktarıldı. Doğu, Batı klasiklerinden özetler sunuldu. Bu ve buna benzer birçok konu izleyenlerin ufkunu açtı. 2000 yılından itibaren de Sanat Dostları toplantılarımıza, Çorum Eğitim Kültür Vakfı (ÇEKVA) Çorum Şubesi ev sahipliği yapmaktadır.
Bu toplantılar katılımcı dostların sanatsal üretimlerini de artırmıştır. Birçokları yazının (edebiyatın) farklı dallarında ürettikleri çalışmalarını kitaplaştırıp (şiir, öykü, roman, masal, deneme, inceleme, araştırma vb. bağlamda) okur katına çıkarmışlardır. Bunda da toplantılardaki sanatçı birlikteliği ve dayanışmasının katkısının olduğu yadsınmaz bir gerçektir. Bir gerçeğin daha altını çizmek gerekir: Bir kent, bir bölge, ya da bir ülke sanayi, ekonomi ve teknolojisiyle ne değin kalkınırsa kalkınsın; bu kalkınmanın temelini kültür ve sanat zemini üzerine oturtmadığımız sürece yapılanlar eksiktir, yarımdır, diyor bunun bilinciyle sürdürüyoruz çalışmalarımızı.
Kademoğlu:
-Bir zamanlar benim de yazı ve şiirlerimin yayımlandığı Çorum Haber Gazetesinin eki olarak çıkardığınız Yazılıkaya derginizden de söz edecektiniz.
Gündoğar:
-Çorum Haber Gazetesinin eki olarak 1995,1996 döneminde çıkardığımız kültür-sanat dergisi “Yazılıkaya”, 7. sayıya kadar gazete eki olarak parasız dağıtıldı. Renkli kapaklı, albenili, dolu dolu bir dergiydi. Abonelik sisteme dönüşmesiyle, tek bir kişinin dışında abone olan olmadığından yayın yaşamına son verildi. Sekiz yıl sonra Çorum Haber Gazetesinin Genel Müdürü Mehmet Yolyapar’ın teşviki, desteği ve katkısıyla yazın erleri bir araya geldik yine. Gazetenin eki olarak, yine Yazılıkaya adıyla iki haftada bir 12 sayfalık bir kültür sanat dergisi çıkarmaya başladık. 2004 yılının aralık ayından, 2008 yılının ağustosuna kadar tam 114 sayı sürdürdük bu dergiyi. 114 sayıda da bazı nedenlerden dolayı sonlandırdık. Yazılıkaya’yı çıkaranlardan başta rahmetli son senatörümüz, hukukçu şair Abdullah Ercan olmak üzere, çizer Necla Özeskici, şair ve yazar Gazanfer Eryüksel ile eğitimci yazar Bahri Güven’in ve burada adlarını tek tek yazamadığım birçok şair ve yazar dostlarımızın emeğini anmadan geçemeyeceğim. Yazılıkaya’da salt Çorum’un yerel yazar ve çizerleri değil, taşradan da birçok yazar ve sanatçı, yazı ve şiirleriyle bizlere destek vermiştir. Onlara da teşekkür borçluyuz
Yazılıkaya’nın 100. sayısında dergide ne tür yazıların yayımlandığını anlatmak için kendi yazılarım üzerinde kısa bir ufuk turuyla okuru şöyle bilgilendirmiştim.
Yazdığım yazılar:
-İnsan yaşamından süzülen onlarca öykü,
-Serbest ve uyaklı biçimde lirik, epik, didaktik ve pastoral şiirler,
-Yerel ve ulusal bağlamdaki gezilerde yaşananlar ve bunlarla ilgili yazılar,
-Yerel ve ulusal bağlamda katıldığım sanatsal etkinlikler bunlar üzerine değerlendirme yazıları,
-Kitap tanıtım ve değerlendirme yazıları,
-Özel günler, haftalar, bayramlarla ilgili yazı ve şiirler,
-Eğitim üzerine yazılar,
-Masallar, öykü ve roman üzerine değerlendirmeler,
-Yitirilen şair ve yazarlar üzerine anma ve tanıtım yazıları,
-Kültürel ve sanatsal değerler üzerine çeşitlemeler,
-Ülkemizde kültürel, sanatsal, ve sosyo ekonomik yapıdaki gelişim üzerine yazılar,
-Atatürk Devrimi ve Cumhuriyet kazanımları üzerine yazılar,
-Küresel ısınmanın getirdiği olumsuzluklar ve çevre duyarlığı konusunda yazılar,
-Bilim ve sanatın insan yaşamındaki önemi,
-Geçmişten günümüze aktarılan kültürel, sanatsal ve tarihsel değerlerin korunması ve bunlar üzerine yazılar,
-Uygarlıkların beşiği Çorum toraklarındaki uygarlıkların tanıtımı üzerine yazılar,
-Çorum’un gelenek ve görenekleri ile efsaneler,
-Halkevleri ve Çorum Halkevi Çorumlu dergilerinin tanıtılması.
-Cumhuriyet sonrası, 1930’lu yılların Çorum’u,
-Çocuk edebiyatı üzerine yazılar vb. gibi.
Kademoğlu:
-“Yazmak yaşamaktır” der Oktay Akbal, “Yazmasam çıldıracaktım” demiş Sait Faik. Yazmanın büyüsü, okumaların albenisi olmasa ne yapardık biz diyerek sağlıklı, üretkenlikle geçen nice yıllara diyor; bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum.
Gündoğar:
-Aynı dileklerle, bana kültür sanat bağlamında birçok konuyu açıklamak, onlar üzerinde bir ufuk turu yapmak fırsatı ve olanağını verdiğiniz için ben de size çok teşekkür ediyorum.


Gündoğar bir söyleşide…Yıl 2010…


Bahri Güven, Muzaffer Gündoğar ve Dr. Rifat Patır…(2013)


ÇEKVA’nın kendisi için düzenlediği “vefa paneli” sonrası Gündoğar teşekkür konuşması yapıyor…(9 Mayıs 2013)