Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.”

Mustafa Kemal Atatürk.

*

Sevgili okurlar, her meslekte olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de tecrübe kazanmış, uzun yıllarını bu mesleğe vermiş, herkesçe sevilen, toplumda saygı gören, toplum vicdanında değer bulmuş meslek büyüklerimize biz “duayen gazeteci” deriz...

“Duayen gazeteci”, mesleğinde kendisinden sonra gelenlere öncülük eden, yol gösteren, kendisine danışılan, kıdemli, genç meslektaşlarına örnek olandır.

Maalesef Türkiye’de her ortam herkese yaşama şansı vermiyor, hatta öyle ki zaman zaman tahammül etmesi zor koşullar sunuyor. Gazetecilik de bu mesleklerin başında geliyor.

Ömrünü kaleme ve kelâma adamış, Çorum’un gür sesi olan Mehmet Yolyapar’ın 53 yıllık başarı hikayesi açıkçası takdire şayan.

Yerel gazetelerle öykü ve şiirleriyle 1960’lı yıllarda tanışan Mehmet Yolyapar, 1985 yılında çıkarmaya başladığı Çorum Haber Gazetesi’nin kuruluş tarihi olan 17 Eylül’ü, kendisinin de gazeteciliğe başladığı tarih sayar.

Zira, 1970 yılında Çorum Ekspres Gazetesi’nde muhabir olarak mesleğe adım attığında, takvim yaprakları Eylül ayının ortalarını göstermektedir.

Çorum Ekspres’te daha ilk aylarında köşe yazıları da yazmaya başlamış olan Mehmet Yolyapar, Çorum Gazetesi’nde muhabir olarak görevine devam eder. Ardından Yazı İşleri Müdürlüğü, Genel Yayın Müdürlüğü unvanları gelir.

TRT ve Hürriyet Haber Ajansı’nın muhabirliklerini yapar, haftalık, aylık bazı yayın organlarını çıkarır. 17 Eylül 1985 tarihinde Çorum Haber’i haftalık olarak çıkarmaya başlar. Gazete, Mehmet Yolyapar’ın genel müdürlüğünde Haziran 1986’da günlük yayına geçer. Kurucusu ve başyazarı olduğu bu gazeteyi tam 38 yıldır yönetmektedir.

Mesleki yaşamında 54.yıla giren Yolyapar, Çorum’un mesleğini sürdüren en eski gazetecisi. Çorum tarihinin en uzun süre gazetecilik yapan kişisi.

Çorum Gazeteciler Cemiyeti’nin 16 yıl başkanlığını yaptı. Şimdi de Cemiyet Onursal Başkanı sıfatını taşıyor.

1986’da Şeker Fabrikası’nın Çorum’a kazandırılması, 1995’te Çorum-Ankara bölünmüş yol ihalesinin sağlanması, son yıllarda Kadeş Barış Meydanı’nın açılması Yolyapar’ın açtığı kampanyaların ve kararlı, ısrarlı yayınlarının sonucudur. O yılları yaşamış Çorumlular, O’nun bu hakkını teslim ve takdir ederler.

Üniversite konusundaki mücadelesi de dillere destandır

1992’de yeni üniversiteler kurulurken günlerce “Baba! Çorum üniversitesini istiyor!” diye gün sayar. Yeni üniversitelerin kuruluşu ile ilgili yasada Çorum yer almayınca, “Baba’dan hayır çıkmadı!” diye sitemini ifade eder.

1995’te Çorum’a üniversite kuruluşu yeniden gündeme geldiğinde, Hürriyet’te çıkan bir yazısı dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i küplere bindirir. Hesap ustası Demirel, Çorum’a yaptığı yatırım ve hizmetleri bir bir sayıp döker; “Bunlar gökten zembille inmedi!” der. Hürriyet’te yayınlanan bu cevap üzerine, Yolyapar ikinci yazısını gönderir ve altın vuruşunu yapar: “Çorum’da Menderes’in Çimento Fabrikası, Özal’ın Şeker Fabrikası var. Sizin ne eseriniz var gösterin!” der. Gazete ve televizyonlar bu ilginç polemiği kaçırmazlar… Yolyapar’ı Demirel’e karşı 2-1 galip ilan ederler.

Bu başarı hikayesi ilhamın ta kendisi! Çünkü bazen bir şeylerin değişmesi için ne kadar hazır hissetsek de ilk adımı atmak için bir kıvılcım arıyoruz. Gerçeği yansıtan başarı hikayeleri de hayatımızda harekete geçirici, olumlu etkiler yaratıyor. İnsanlar bir ya da birden çok başarı hikayesinden aldığı ilhamla kendi yolunu çiziyor. Rol model ediniyor ve bu şekilde motive oluyor. Kendi fırsatını yaratanlar, imkansızlıkların içinden sıyrılanlar, küllerinden yeniden doğanlar…

Goethe’nin ünlü sözü, “Yapabileceğiniz ya da yapabileceğinizi hayal ettiğiniz her ne ise başlayın yapmaya. Cesur olmanın kendi içinde bir dehası, gücü ve büyüsü vardır.”

Ben de şahsım adına Üstat Yolyapar’a meslek hayatında nice nice başarılar diliyorum kendisini tanımaktan büyük onur duyduğumu ifade etmek istiyorum.

Sevgiyle Kalın..