R.SAV.in nezih, temiz hayatını Allah için tarafsız bir gözle inceleyen her iz’an ve vicdan sahibi bu güzelliklerden gözlerini nurlandıracak ve hidayete ereceklerdir. Bendeniz acizane genelde yüzde 80’i dini eser olmak üzere 4.000 ciltlik bir kütüphane, kitap sahibi ve çoğunu okumuş birisi olarak (Not: Kitaplarımın yarısından çoğunu Hitit Üniversitesi’nin kitaplığana bağışladım. Gerisini de inşallah bağışlayacağım) R.SAV.in mübarek nezih hayatını diyebilirim ki nefes nefes okudum. (Örneğin Kadı Iyaz’ın şifa-i şerif 6.700 sayfalık) gibi.

O mübareğin hayatında vallahil azim bir nokta kadar bir eksi iş görmedim. Bunları burada R.SAV.e bir övgü gibi sunmak aslında R.SAV.e saygısızlık sayılır. Çünkü Hz. Allah onu Kur’an’da birçok ayette methediyor. Ne buyuruyor:

“(Üsvetün hasenatün) Ey insanlar. Hz. Muhammed SAV. sizin için en üstün bir örnek ve önderdir.” (Azhap, 21. Ayet)

Sözlerin en güzeli Allah kemalıdır. Resulüllah SAV.le ilgili en güzel sözleri de Hz. Allah Kur’an’da söylemiştir. Bizimkiler sadece belki yüzbininci baskıdır. İzan ve vicdan sahibi her insan bunu her an görebilir. Okuyup bilebilir. İnkarda hayır yoktur.

NETİCEDE:

Bu dünya bir konaklama yeri, bizler de birer yolcuyuz. Yani bu geçici alemde misafiriz. Bu yazı dizimizde anlatmaya çalıştığımız bu misafirliğin, insanın ruhunun, bedeninin, yaratılış, yaşayış, ölüş, kabir, mahşer, cennet ve cehennem denen insanın yolculuk serüveninin sonu olan tüm insanların ebedi hayat olan cennet mutluluğuna ulaştırmaktır. Elbette ki bu dünyaya anamızdan çıplak geldik yine mezara da çıplak gideceğiz ama asla eli boş gitmeyeceğiz, gitmemeliyiz.

Büyük İslam mütefeekür filozofu Elkindi, insanlar bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yapan bir gemi içindelerdir. Bu gemi yolculuğu esnasında ihtiyaçlarını temin etmek için uğradığı bir ada gibidir. Akıllı olanlar bu adadan (dünyadan) asıl ihtiyaçlarını alıp hemen gemisine dönenlerdir. Bazıları ise bu adanın (dünyanın) güzelliğine kanıp gemiye dönmeyenlerdir veya geç kalanlardır ki, geldiklerinde gemi kalkmış olur.

Dünyanın çekiciliği ikindi güneşi gibidir. Ona güvenilmez, çabuk solar. Onun için ebedi saadet gemisini kaçırmadan ebedi tedarikimizi yapıp asıl yurdumuza dönmeliyiz.

Herkes ebedi yurdu olan ahirete mutlaka dönecektir. Her gün binlerce insan asıl yurtlarına dönüyorlar. Bu durum hepimiz için kaçınılmaz olduğuna göre, mühim olan ebedi hayattaki amacımız, ebedi cennet olmalıdır ve bu aliemden elimiz boş dönmemeliyiz. Yoksa sonumuz çok acıklı bir felaket olacaktır ki, Allah korusun kimse bu duruma düşmek istemez. Onun için Allah’a dayan, Allah’a güven, geceyi gündüze katıp bu alemde mutlu, öbür tarafta kutlu olmanın çarelerine sarılmalıyız ki, o yolda geçmişin haberi, halin ahvali geleceğin bilgilerinin muhtevi olduğu Hz. Kur’an’ın ve Hz. Muhammed SAV.in kurtuluş yoludur.

Kur’an’da 50’den fazla ayette; “Aklınızı kullanın ey akıl sahipleri” şeklinde akıldan bahseden ayetler nettir.

Dünyada ne olursa olsun her kayıp edilenin yerine bir telafisi vardır. Ama ahiretten geri dönüş asla mümkün değildir. Dünya kurulalıdan beri milyarlarca insan öldükleri halde gerisin geri dünyaya bir kişinin bile geldiği görülmemiştir.

İnsan seli dönüşü olmayan bir nehir gibidir.Akan sular geri dönmemek üzere denizlere dökülmektedir. Onun için zamanın zayi edilmesinin de iadesi yoktur. En büyük sermayemiz olan ömrümüzün az bir bölümü olan bu geçici dünyayı boşa çiğnemeyelim.

Böylece insanoğlunun ömür serüveni olan ruhlar alemi, ana rahmi, dünya hayatı, kabir, yaşam ve dirilişle başlayan ahiret hayatı ile ilgili çok sade özet bir bilgiyi İslam’ın, aklın, mantığın, tecrübenin ışığı altında anlatmış olduk.

Ne mutlu okuyana, anlayana, ders alana ve kendisini ebedi saadete ulaştıracak iman, inanç doğrultusunda dürüst bir çalışma ile kendisini geleceğe hazırlayanlara müjdeler olsun diyorum.

-BİTTİ-