6-EBEDİ HAYAT

İnsan ömrünün son bölümü ise ebedi hayattır. İnsanoğlu ömrünün ruhlar alemi, ana rahmi, dünya hayatı, kabir, mahşer ve nihayet sonu ve ebedi olan Allah korusun cehennem veya cennetle bitmekle, amma insan hayatı ebedi olarak devam edecek, her canlı bu fani, geçici dünya ömrünü nasıl geçirmişse ona göre ahirette bir muameleye tabi tutulacaktır.

Hiç kimsenin yaptığı gizli açık bir bir kötülük yanına kalmayacak. Hiç kimsenin yaptığı iyilik, hayır, hasenat ve tüm ibadetler asla zayii olmayacaktır. (Zilzal Suresi 8. Ayet, Tevbe 120, Hud 115, 120, Yusuf 56. ayetler, Hud 90. ayetler, Ankebut 66. ayet) Yani, görüleceği gibi yukarıda sure ve ayet numaraları verilen Kur’an ayetleri okunduğunda görülecektir ki, Allah kullarının daima iyiliğini ister. “Onların zerre kadar güzel işi asla ve asla zayi etmez ve yok saymaz.” Yukarıdaki ayetlerin hepsi bunu ifade etmektedir. İnsanların ömürlerini geçirecekleri cennet ve cehennem öblümlerinde de ifade edileceği gibi, Cenab-ı Hak cenneti severek ve cehennemi zaruret nedeni ile yaratmıştır. Hiçbir kulunun cehenneme gitmesine asla razı olmaz. Ama maalesef herkes ateşini cehenneme bu dünyadan kendisi götürmektedir.

SIRAT NEDİR?

İnsanoğlunun hayatının son bölümü ya cehennem veya cennettir. Cehenneme ve cennete gitmek için cehennem üzerine kurulan “kıldan ince, kılıçtan kesin” olan bir köprü vardır. Peygamberler dahil tüm insanlar bu köprüden geçmek zorundadır. Çünkü insanı cennete götürecek başka bir yol yoktur. Cehennem ehli için özellikle küfür, inançsız, itikatsız, imansızlar için yolun sonu buradadır ve ebedi kalacakları yer cehennemdir. Günahkar, tevbesiz, kul hakkı Allah hakkı ile ama imanlı olarak mümin olarak ölmüşlerse bunlar da sırattan geçerken cehenneme düşecekler, amma günahları kadar cezalarını çektikten sonra cennete gireceklerdir. Küfür ehli için ise; sonuç müebbet, ebedi hüsrandır. Onun için 55 senedir hayatımda insanları hep bu korkunç sondan korumak üzerine okudum, konuştum ve yazdım. Fakat insanın kendisine yaptığı kötülüğü dünya alem biraraya gelse yapamaz, derler. Çok doğrudur. İnkardan hayır görmüş bir fert yoktur. Ne gariptir ki, bütün bu ikazlara rağmen insanoğlu putunu kendi yapar ve maalesef ona tapar. Bu çok acıdır. Halbuki imandan, İslam’dan, vicdandan kimse zarar göremez. Bunun gözardı edilmesi ne acıdır.

Şimdi, cehennem üstüne kurulan Sırat’la ilgili bilgi sunalım:

“Sizden Cehennem’e uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Cehennem’e uğramak herkes için rabbinizin kat’i bir hükmüdür.” (Meryem Suresi, 71. Ayet) Buradaki Cehennem’e uğramak Cennet’e giden yolun üzerinde bulunan Cehennem köprüsünden geçmek anlamındadır. Bu sırattan geçme işi müminler için kuşlar gibi uçarak, kimisi ise sürünerek vs gibi bir geçiştir. Cehennem’lik işi olmayan müminler sırattan geçerken Cehennem’in ateşinin bile farkında olmazlarken, kafirler ve münafıklar, halk tabiri ile coom diye Cehennem’e düşerler. Hatta Cehennem’in ateşini Allah korkusundan akan gözyaşı, vatan, millet, din, devlet uğruna şehit olanların bir damla kanı ve ameli salih sahibi olan müminlerin nuru söndürecektir. Hatta bir hadiste Cehennem üzerinden geçen müminlere “Üzerinden çabuk geç ya mümin, çünkü nurun benim ateşimi söndürüyor” diyecektir. Yani sırattan geçişin özeti; kişinin imanı, güzel amei veya Allah korusun inkarı-inadı-isyanı ile kayıtlıdır. Yani her şey imana ve amelimize bağlıdır. Eğer sıratı kuşlar gibi, rüzgar gibi geçmek istiyorsak önce iman, sonra ameli salih, iyi işler yapmalıyız, hazırlıklı olmak şarttır.

(SÜRECEK)