Ankara’da Eğitim İş Sendikası ve Eğitim Sen TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’ne karşı yürüyüş kararı aldı ve 5 gündür eğitim emekçileri meclis önünde nöbet tutuyor. Öğretmenler ÖMK ile kendilerine giydirilmek istenen imam elbisesine karşı çıkıyorlar.
Öğretmen sendikaları; “Meclis’in cumhuriyet ruhu kalmamıştır. Öğretmenlere yapılmak istenen şey aslında cumhuriyete karşı yapılan eylemlerdir. O yüzden bu Meclis’e sırtımızı dönüyoruz, devrim yasalarının ve eğitim-öğretim birliğinin ilan edildiği Birinci Meclis’e yürümek istiyoruz” diyorlar ve eylemlerinin başlangıç noktası Birinci Meclis oluyor.
Cumhuriyetin kitlelere yayılması, ülkenin kalkınmasında en çok emeği olan öğretmenler, bugün cumhuriyetin başkenti Ankara’da 5 günü aşkın yine sorumluluk ve görevinin bilincinde, şu cehennem sıcağında aç susuz, Meclis önünde itilip kakılıyor. Darp ediliyor, gözaltına alınıyor. Biber gazı yiyor. Çıkarılmak istenen ÖMK’ya karşı direniyor. Öğretimin birliği yasasına sahip çıkıyor. Hasılı cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkıyor.
Bunlar ülkeyi ortaçağın kör karanlığına götürme projeleridir. Değil yasalaşması hayali bile kabul edilemez. Bu yasa ile öğretmene imam kimliği kazandırmak. Cumhuriyetin temel değerlerinden kalan kırıntıları da yok etmek. Eğitim bilim yuvalarını İmam Hatipleştirmek, öğretmenleri de imamlaştırma projesidir.
Uygulama akla, bilime Türk Toplumunun ve cumhuriyetin ruhuna aykırıdır.
Gerek ÇEDES gerekse ÖMK toplumu birbirine düşürecek projelerdir. Bu ülkeye, bu topluma bu kötülüğü yapmayın. Anayasasında laik ve demokratik yazan bir ülke karakteri değildir.
Toplumu birbirine düşürecek projelerin, tarikatların karanlık dehlizlerinde hazırlandığını, bu toplum görüyor, biliyor ve hissediyor. Ortaçağ değerleri ile ülkeyi bir adım ileri götüremez, uygar dünya ile yarıştıramaz ancak bugünkü gibi bir ekmeğe muhtaç hale getirirsiniz.
Vatandaş fırınlarda ucuz ekmek kuyruğunda, pazarlarda atık sebze meyve toplama aşamasında ilkel, akıl, bilim dışı projeleriniz aç gözlülüğünüz ülkeyi bu hale getirdi.
Nasıl olacak bu iş; Varsayalım alevi vatandaş o akıl dane tarikatlar gibi düşünmüyor ve inanmıyor. Fakat cumhuriyet değerlerine kökten bağlı, vergisini veriyor, askere gururla gidiyor, ülkesini gururla savunuyor, oyunu kullanıyor.
Bu vatandaş derse “Ben senin inancına katılmıyorum, senin gibi duymuyor düşünmüyorum, benim verdiğim vergilerle imamlaştırdığın öğretmenlerle zorla kendi inancını benim çocuğuma öğretemezsin”
Yanıtı ne olacak?
Ülkenin iyiliği, uygar geleceği için ÇEDES kabul edilemez. ÖTM yasalaşamaz, öğretmene imam elbisesi giydirilemez, ülkesini seven her insanın ortak isteğidir.
Ülkeye iyilik ayrılıkları ve hassas değerleri kaşıyarak değil, ortak paydaların altını çizerek olur. Yoksa “karanlık suda balık avlama” sevdasına düşmüş olursunuz.