Asya’nın en doğusuyla, Amerika kıtasının en uç noktası arasını ayıran Bering Boğazı’nda bulunan iki komşu adadan Küçük Diomede Adası ile Büyük Diomede Adası’nın birbirine uzaklığı sadece 3,8 kilometredir. Ne kadar yakın değil mi? Ancak, aralarında tam 21 saat zaman farkı yani aşağı yukarı “bir gün” vardır. Çünkü bu iki adanın arasından “Uluslararası Tarih Değiştirme Çizgisi” geçer. İşin daha ilginç tarafı ise, daha doğudaki yani güneşin daha erken doğduğu Küçük Diomede Adası’nda takvimin 21 saat yani aşağı yukarı bir gün ileri olması gerekirken, Batı Yarımküre’ye geçtiğiniz için tersi yani bir gün geridir. Bu özellikleri nedeniyle de bu iki komşu ada  “Dün ve Yarın Adaları” olarak da bilinirler.

Bunu şuraya gelmek için anlattım. Öyle insanlar vardır ki, zaman zaman kendinize çok yakın hissedersiniz. Ama öyle bir an gelir ki, beden olarak hemen yanı başınızdaki kişinin düşünce yapısının sizden tıpkı bu iki talihsiz ada gibi birbirinden fersah fersah uzakta olduğunu fark edersiniz.

Bütün sorun bakış açısında değil mi? Her iki beyin de aynı şeye aynı ya da benzer bakış açısıyla yaklaştığında uyumlu bir birliktelik sağlayabilirken, içimizden birisi farklı bir pencereden göz atmaya kalktığında, sanki aynı kutup mıknatıslar gibi birbirimizi itip uzaklaşıveriyoruz.

Son zamanlarda bir çığ gibi büyüyüp neredeyse evlilik sayılarına yaklaşan boşanmalar, bu anlattıklarıma en güzel örnek gösterilebilir. Farklı coğrafi bölgelerde farklı kültürler içinde farklı bakış açılarıyla yetişip, farklı şeylerden hoşlanıp, farklı eğitimler alan gençlerimizin, sevginin gücüyle tüm bunların üzerine sünger çekip bir araya gelerek hayatlarını birleştirme kararı almaları takdir edilmeye değer bir olay. Ancak kısa bir süre sonra o sevgi hasırıyla üzerleri örtülen farklılıklar bir yerlerden başını uzatıp kendini göstermeye başlayınca, tıpkı aslında yakın ama zamanda uzak o iki ada gibi insanları çatır çatır birbirinden ayırıveriyor. O güne kadar arada tutkal görevi gören sevgi ise hoşgörüsüzlük ortamında boğulup kayboluyor.

Bir diğer örnek de eski arkadaşlıklar. Bir zamanlar içtiğiniz suyun ayrı gitmediği ve neredeyse tüm zevklerinizin benzer olduğu eski arkadaşlarınızla yeniden bir araya geldiğinizde birbirinizi tanımakta zorluk çekiyorsunuz. Aradan geçen uzun zaman süreci içinde o eski ortak zevklerinizin yani kısaca bakış açınızın bu denli değişmiş olmasını aklınız almıyor, hayretler içinde kalıyorsunuz. Sanki birileri, sizin haberiniz olmadan, mıknatısın birbirini çeken zıt kutuplarından birinin yönünü değiştirip aynı kutupları karşı karşıya getirmiş gibi. Yani yine eskisi kadar yakın ama düşüncede bir o kadar uzak!

Kısacası dostlar, zaman bizi evire çevire hamur gibi yoğurup değiştirip yeni bir biçim veriyor. Ve biz artık o yeni biçimin insanı olup her şeye yeni penceremizden bakmaya başlıyoruz. Eh, bizim dışımızdakiler de aynı biçimlendirmeye tabi olunca yukarıda anlatmaya çalıştığım durumla yüz yüze geliyor, şaşırıp kalıyoruz.

Peki ama bu durumun önüne geçebilmemiz mümkün mü? Ne yazık ki değil dostlar. Aralarında 3.8 kilometrecik uzaklık varken 21 saat ya da bir gün zaman farkı yaşayan Küçük ve Büyük Diomede Adaları gibi yaşadığımız sürece katlanmak zorunda olduğumuz kaçınılmaz bir süreç bu. Şimdi yanı başımızda olup da birlikteliğimizden zevk aldığımız dostlarımızdan kaç tanesinin yarın yine beden olarak bizimle birlikte ancak bakış açısı olarak fersah fersah uzakta olacağını bilemeyiz. Çünkü bu süreçte hem biz, hem de onlar değişeceğiz. Heraklitos’un “Değişmeyen tek şey, değişimdir.” sözü de bunu anlatmak istiyor zaten.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·       Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman yanına gitsem, benim o andaki ölçülerimi alır. Oysa diğer tüm tanıdıklarım benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler. B. SHAW

·       Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsanız, yelkenlerinizi değiştirin. M. DEPREE

·       Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemeli, çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir. AFRİKA ATASÖZÜ

·       Bıraktığın yerde olabilirim ama bıraktığın gibi değil. W. GOLDİNG

·       Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz. P. NERUDA

·       Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağzım, bugün yeni şeyler söylemek lazım. Mevlana