Hoşgörü ekseninde ilginç sorular ve R.SAV.in hayatından, İslam tarihinden ender cevaplar...

Toplumsal hayatın olmazsa olmazı; hoşgörü...

SORU 1

Eski dilde müsamaha, yeni dilde hoşgörü nedir, anlatır mısınız?

CEVAP 1

Hoşgörü veya müsamaha sözlükte güzel huy, iyi ve tatlı duygu, zevk ve sefa veren davranış, ilgi uyandıran, dikkat çeken, beğeni toplayan, ince ve hassas davranış biçimi demektir. Hoşgörü kelimesi Farisi HUŞ ve Türkçe GÖRÜ hecelerinin birleşimiyle meydana gelmiş HOŞGÖRÜ olarak Türkçeleşmiştir. Batı dillerinde ise genellikle TOLERANS yani esenlik, kolaylık, esneklik, yumuşaklık anlamına gelmektedir. Neticede insanların din, dil, ırk, cins, mezhep, meşrep gibi inanç guruplarına sahip olan kimselerin varlığından, söz ve eylemlerinden rahatsızlık duymadan bir arada bulunabilmek, bir ortamda sulhu selamet ve huzur içerisinde endişe, rahatsızlık duymadan yaşayabilmek, iletişim kurabilmek, hak ve adalet içinde birlikte yaşayabilmek özelliğidir.

Basit bir örnek vermek gerekirse; şimdi mübarek Ramazan-ı Şerif ayındayız. İbadetlerde, inançta olduğu gibi hür irade, serbest düşünce esastır. Zorla yapılan hiçbir amelin İslam’da değeri yoktur. Allah katında makbul değildir. Herkes iradesinde hürdür. Elbette ki hürriyetlerin de bir sınırı, bir sonu vardır. Ama Resulullah SAV.in beyanı ile birisi önümüze geçse, ortada hiçbir sebep yokken karşımıza çıksa, bizi aşağılayıcı, tahfif edici, sevgi ve saygı hudutlarını aşarak hakaret etse ve size bulaşmak istese, hatta Ramazan olmasına rağmen elindeki sigarasının tütününü üzerimize üflese bu durumu gayet olgunlukla karşılayıp hiç kızmadan, öfkelenmeden, darılmadan “Kardeşim, ben oruçluyum” demek erdemini gösterebilmektir.

R.SAV. “Bu gibi ters, anormal durumlarla Ramazan’da karşılaşır ve zor durumda kalırsanız işte ben kardeşim, oruçluyum’ deyiniz” buyurmuştur. İşte İslam’daki hoşgörünün çarpıcı bir örneğidir bu. Bu da sabır ve metanetle mümkündür. Bu tavır çok güzel bir hoşgörü örneğidir.

SORU 2

Toplumlarda hiçbir zaman bir bütünlük, yeknesaklık, tek düzenlilik olmamıştır. Çünkü çeşitlilik fikridir. Yaradılıştan gelmektedir. Öyleyse, toplumda birlik, beraberlik, esenlik, düzenlik, huzur esas olduğuna göre: Toplumun huzurunun sağlanmasında hoşgörünün rolü nedir? Huzur ortamı nasıl sağlanır ve bunun şartları nedir, ne yapmalı, ne etmeli ki hoşgörü ortamını sağlamalıyız?

CEVAP 2

Çok güzel bir soru. Çok doğru buyurdunuz. Hiç kimse fiziki yapısını, yani anasını, babasını, erkek ve kadın oluşunu, ırkını, rengini seçmekte hür değildir. Bunlar irade dışı farklılıklardır. Ama, toplumun huzuru için birlik ve beraberlik esas olduğuna göre, bu farklılıkların, çeşitli kültürlerin, dil, din, sosyal yapı, örf ve adetleri bir çizgide birleştirmek mecburiyetindeyiz. Ne yapmalıyız ki, ortak paydada birleşmeliyiz ve toplumda huzur olsun. İşte bunun yolu hoşgörülü olmak, hoşgörülü davranmaktan geçer. Herkesin hali ile halleşmek, herkesi olduğu gibi konumuna göre kabul edip özümsemek ve hatta benimsemek olgunluğunu göstermektir.

Bu nasıl olacaktır? Bugün dünya globalleşen bir köy halini almıştır. Gelişen teknoloji insanlığa sınırsız imkanlar, nimetler sunarken, bunun yanında bir takım güçlükleri de, sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Yani, arzular hudutsuzdur, imkanlar kısıtlıdır. Bu ise insanları daha çok kazanma, daha çok harcama, daha çok ihtiyaçları gidermeye zorlamaktadır. Böylece insanlar doğrudan sapmakta, kötülüklerin kapısı aralanmaktadır. Bu durumda insanların arasındaki manevi bağlar zayıflamakta, anlayışsızlıklar ötelemeler, itelemler, hor görmeler, sencilik ve bencilikler çoğalmaktadır. Bu durumda daha çok hoşgörüye olan ihtiyaç da hızla artmaktadır. Bu hususta en çok inanç konularında kendini göstermektedir. Çünkü inanç konuları istismara, kötüye kullanmaya, açık, manevi öğretilerdir. Peki, çare nedir?

Çare: her konuda olduğu gibi bu hususta da çare mutlaka vardır. O da İslam’dadır. Önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed SAV. Efendimizin önderliği ve örnekliğidir. Bize olan emir ve öğütleridir.

İnanç hoşgörüsüne dair çarpıcı bir misal arzediyoruz: İnanç özgürlüğü ile ilgili R.SAV.in sınırsız hoşgörüsü. Bundan 1400 küsür sene önce yaşanmış bir olay:

İslam’ın ilk yıllarında R.SAV. Müslümanlara gösterdiği müsamahayı, hoşgörüyü gayrimüslimlere fazlasıyla tolerans olarak sunmuştur.

(SÜRECEK)