Mustafa Köklükaya kardeşimizin ifadesi ile bir ömrün bilgi birikiminin özeti olana bu kitabın adı DUHADAN MAVERAYA’dır. Sözlük anlamları ise Duha: Gündüzün, kuşluk vaktidir. Mavera ise; öteki alem, ahiret, gelecek olan vs (Osmanlıca Türkçe Lügat Sh. 587-588) anlamına gelir.

Ayrıca bu isimler yazarın iki kız torununun isimleri olup, torunlarının adlarını eserine vererek onlara olan torun sevgisini belgelemek istemiştir.

Kitabın hacmi 90 sahife olup küçük hacimlidir. İfade ettiği mana ise çok daha fazladır. Eser 12 bölüme ayrılmıştır. Kitabın amacı insanlara imanı anlatmak, Allah’ı sevdirmek, insanları sevmek, insanın dünya ve ahiret mutluluğuna erişmesini sağlamaktır. Genel anlamda insana kainatın yaratıcısının kudret, kuvvet ve azametini tanıtarak insan için değer biçilemez nimet olan Allah’a ve resulüllaha imanı sağlamaktır.

Dolayısıyla kamil iman, sarsılmaz inanç kişiyi yüce, olgu bir fert yapar. Netice; insanları hayra, iyiliğe, güzelliğe çağırmaktadır. İman ve inanç insan için insanın olmazsa olmazıdır. Bu dünya hayatı geçicidir. Milyarlarca insan ölüyor, geçip gidiyor. Bir daha asla geri dönmüyor. İşte bu gelecek alemde insanı kurtaracak tek kelime imandır. İslam’dır. Eser ise bu ulvi hedefi yakalamayı amaçlamaktadır. İnşallah gökkubbede hoş bir seda bırakır.

Şu yalan dünyaya sığmayan gönül

Gideceğin yer dardır bilesin

Herşey bu alemde bitecek sanma

Bunun da bir ötesi vardır bilesin.

(Salim Demir, Eğitimci Yazar)

I.BÖLÜM

NEFSİMLE SÖYLEŞİ: ÖĞÜT ALMANIN ÖNEMİ

Birinci bölümde yüce Allah’ın en büyük ve mükerrem varlığı olan insanın yücelmesi için Allah teala hazretlerinin ayetleri ve R.SAV.in öğütleri ile insanlık uyarılmak istenmiştir. Dünyanın geçiciliği, ahiretin ebediliği vurgulanmış, ancak ebedi hayatın ve bu dünyada kazanılacağı dolayısıyle dünya ve ebedi hayatı saadetinin temini bu dünyada kazanılır denmiştir ve dünya hayatının en verimli şekilde değerlendirilmesi vurgulanmıştır.

2.BÖLÜM

KAİNATIN YARATILIŞI, VAROLUŞ AMACI, DOĞADAKİ AKILLARA DURGUNLUK VEREN NİZAM, İNTİZAM, DEĞİŞMEZ İLAHİ DENGELER, AHEN VE DÜZEN, YANİ İLAHİ NİZAMA dikkat çekilmiş, kainatın her zerresinin yüce Allah’ın varlığı, birliği, kudret ve kuvveti ile azametinin yani büyüklüğünü haykırdıklarını, çarpıcı akli mantıki ve ilahi ayetlerle anlatılmıştır.

Bu konuda bin sahifelik bir eserde iman noktai nazarından 3-5 sahifede özetlenmiştir.

Kur’an’da onlarca ifade edilen; “akıl etmez misiniz, görmez misiniz, işitmez misiniz” gibi çarpıcı hitapları içeren ayetler sıralanmıştır. Bunlardan bir örnek sunmak gerekirse;

-“Dağları donmuş, hareketsiz, yerinde duruyor mu sanıyorsunuz. Halbuki onlar bulutlar kadar hareketlidir.” (Necm 88) Yani cansız sanılan doğanın aslında devamlı hareket halinde olduğunu bildirmektedir.

-Ulu Allah sizleri önce topraktan, sonra neslinizin devamı için sizleri nutfe –meniden- yarattık. Meniyi kan pıhtısı yapan sonra ona et ve kemikle beden yapan Allah’tır ve sizi en güzel suretle bütün organlarınızı akıl ve sır ermez özellik ve güzelliklerle yaratan odur.” (Müminun 12-13-14)

-“Varlığı gerçek mahiyetine, hakikatına varılamayan ruh, can, nefisin akıl, fikir, mantık gibi özelliklerin yaratıcısı Hz. Allah’tır.”

-Canlı ve cansız varlıklardaki canlılarda ruh, cansızlardaki enerji en büyük tabii güce işaret edilmiştir.

-İnsan bedeninin yapısı ile ilgili gerçekten ilginç, ana rahmindeki bebeğin beslenmesi vs gibi tabii özellikler sıralanmıştır.

-Sonra suyun yapısı H2O. Hem yakıcı, hem yanıcı, hem patlayıcı iki maddeden, gazdan, söndürücü, soğutucu, hayat kaynağı olan suyun yaratılışı son derecede düşündürücüdür. Kur’an’da Tekvir suresinin 6. ayeti ki; “Denizler tutuştuğu zaman kıyamet kopacaktır” denmiştir. İnsanlar binde bir ihtimal için “Deniz yanar mı, ihtimal” derler. Evet ihtimal değil, gerçektir. Çünkü denizler sudur. Suyun asıl yapısı ise ateştir. Cenab-ı Hak emredip suyun yapısı ayrışırsa gördüğümüz okyanuslar bir cehenneme dönüşmüş, ateş yığını olacaklardır. Bu olay bugün modern fiziğin en önemli belgesidir. Bu, ulu Allah’ın kudretinin bir milyarda biri bile değildir.

-Suyun ayağı yok, nasıl yürüyor. Yerin derinliklerinden nasıl yeryüzüne çıkıyor. Nasıl yükseliyor. Yüzbinlerce tonajlı gemileri nasıl yüzdürüyor vs.

-Gece, gündüz, hava, güneş, atmosfer, ay, yıldızlar milyarlarca sene aynı yerden doğuyor, aynı yerden batıyor. Bir santimetre yeri değişse dünya ya buz veya alev oluyor. Güneş hem ışıtıcı hem de ısıtıcı en büyük enerji kaynağı. Bütün bunlar kitabın bu bölümünde ayetler, akıl, mantık, müsbet ilim kuralları ile teker teker anlatılıyor. Bunları okuyup da gerçeği öğrenen bir insanın iman dışı kalması düşünülemez. Aklı başında olan bir kişinin imandan, inançtan başka bir seçeneği yoktur. İşte kitabın en önemli iman bölümü bu bölümdür. Bu bölümün sonunda bu ilginç tabiat olayları anlatıldıktan sonra tüm bu nimetlerin insanın emrine verildiği, insanın önce Allah için sonra da insanların, yine insanlar için yaratıldığı sonsuz nimetlerin de insanların emrine verildiği akli ve nakli delillerle isbat edilerek sunulmuştur. Gerçek şahane bir anlatım ve sunuştur.

Demek ki kainat insan, insan da Allah için yaratılmıştır. (Zariat 56, Kıyame 36)

3.BÖLÜM

Kitabın 3. bölümünde Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed SAV. ve peygamberlerin lüzumu ve özellikleri sunulmuştur. Allah katında gerçek dinin İslam olduğu (Ali İmran 19) gerçeğine değinilmiştir. İslam’ın dışında yeryüzünde başka gerçek dinin olmadığı, diğer dinlerin insanlar tarafından gerçek kurallarının değiştiridiği ve bunun için gerçek son din olan İslam’ın, peygamber olarak da son peygamber Hz. Muhammed SAV.in hak resul olduğu delilleri ile sunulmuştur.

(SÜRECEK)