Zaman geçti, allah ona 10 tane evlat verdi. Ataerkil aile yapısında erkek egemenliği, erkek çocuk üstünlüğü vardır. Toplu halde bir aile içinde yaşandığından işin aslı ekonomik olaydır, ekonomik güçtür. Bundan dolayı şimdi modern dünyada, medeni ailenin de çocukları ana-babadan oluşan çekirdek aile –en fazla bir kız, bir erkek çocuk idealdir. Aynı yaşam arzusu, rahatlık, serbestlik, sözde hürriyettir. Şimdi çoluk çocuk isteyenler yok. Finlandiya’da bekar yaşayanların adedi evlilerden iki kat fazla imiş. Yani evlilik aile yapısı ölüyor....
Konuya dönelim... Kureyş’in ileri gelenleri, Abdulmuttalip’in adağına bir çare arıyorlar ve çekilen kurdaa kurban edilecek çocuk R.SAV.in babası Abdullah çıkıyor. En küçük çocuk da odur. O zamanın adetlerine göre kahinlere müracaat ediyorlar. Abdullah R.A. hazretlerini (o zaman çocuk) müneccim bir kadına götürüyorlar. Kadın onlara şöyle bir çıkış yolu buluyor. Kura çekilen on çocuğa ayrı ayrı kurban adayın, kurban Abdullah’a çıkıncaya kadar devam edin diyor ve öyle yapıyorlar. Onuncu kurada kurbandan kurtuluş Abdullah’a çıkıyor. 100 deve kurban ediyorlar. Misalen söylüyorum, bugün bir devenin bedeli en az 3-5 bin riyal ediyor. 50.000 yani elli milyar bedelli kurban kesiyorlar ve böylece Hz. Abdullah kurban edilmekten azat oluyor. Uzak dedesi Hz. İsmail de kurban edilmekten; hem kendisini hem de insanlığı kurban edilmekten kurtarıyor. Abdulmuttalip on evladı ile suyu kesilen, kaybolan zemzemi kazarak yeniden yer yüzüne çıkarıyorlar ve müminlerin yararına sunuyorlar.
İşte zemzemin ve Hz. Muhammed Sav. efendimiz hazretlerinin babasının kurban olayı böyle oldu. Bunun üzerine R.SAV. hazretleri herkes bir kurbanın oğlu, ben ise iki kurbanın oğluyum, buyurmuştu. (1-Hz. İsmail, 2-Hz. Abdullah)
Allah kullarını darda bırakmaz. Onlara en dar zamanlarında bir çıkış yolu bulur. Talak suresi 2. ayet. Sh. 557, okuyunuz.
Rızık, ecel, kader insanların gölgesidir. Sahibini hep takip eder. İnsan eceli gelmeden, rızık tükenmeden, nefesi bitmeden ölmez. Her şey kaderle belirlenmiştir.
Örnekler:
İnsanlar dışındaki canlılara bir bakarsak, rızık konusunu hemen anlarız. Hayvanatın ve haşeratın hiç bir güvencesi yoktur. Allah cc. rezzakü alemdir. Bütün canlıların rızkını takdir etmiştir. Görünürde dağda gezen kurdun bir danası, gökte uçan kişin bir dönesi, yerde sürünen yılanın bir nevalesi yoktur. Ama kuş uçar, kurt koşar, yılan sürünür. Yani çalışır. Yani sebebine yapışır. İnsan ise daha planlı, ecbabına sarılı ve rızkına erişir. Yönü, yöntemi ne olursa olsun hepsinin rızkı bir sebebe bağlıdır.
(SÜRECEK)