Doğa ve çiçek dostu olarak yıllardır düzenli doğa yürüyüşü yapmaya çalışıyorum. Yürüyüşlerimi bahçelik, yeşillik, dağlık daha çoğunlukta da şehrin olanakları olan yürüyüş parkurlarında yapıyorum, böyle olunca da tüm mevsimsel değişikleri gözlemleme imkanı doğuyor.
İlkbaharda ağaçların dallarında tomurcukları ve çiçeklerini görünce yaşamın canlı haline şahit olup, umut doluyor içim, keza kır çiçekleri de aynı şekilde. Yaz döneminde meyvelerini birer birer bize armağan edip daha sonra sonbahar mevsimine geçiş dönemlerinde yaprakları sararıp, dallarından rüzgarın acımasızca yere savurmaları hüzün verse de doğanın kanunu deyip geçiyorum. Hatta sarı ve kızılın her tonunu ayrı yansıtan tablo gibi görüntülerine özellikle de sarmaşığın almış olduğu kıpkırmızı renk tonunu görünce kendimdem geçiyorum.
Geçen hafta yürüyüşe çıktığımda parkurun orada apartmanın önünde renk renk açmış kasımpatıları görünce dayanamayıp gittim ve tesadüfen çiçekleri yetiştiren apartman sakini amca da oradaymış, kendisinden izin alarak fotoğraflarını ve videolarını çektim. Amca çiçek tutkunluğumu anladı ki hemen kesip buket şeklinde elime uzattı o kadar mutlu oldum, ömrü uzun olsun çiçek dostu amcamızın. Eve gelince su dolu vazoya koydum ve halen o günkü canlılığını koruyor. Benim de dikkatimi çekti bu kadar dayanıklı olması, hemen hakkında araştırma yapma gereği duydum, sonra da köşeme taşımaya karar verdim.
Kasımpatı, Latince ismi (Krizantem) otuz ana tür barındıran, papatyagiller familyasına bağlı bir cinstir. Otsu, yıllık bitkiler olan kasımpatılar 50-150 cm yüksekliğindedirler. Ana yurtları Asya ve kuzeydoğu Avrupa’dır. Kasımpatı bolluk, bereket ve bol kazanç anlamlarına gelmektedir. Bir çok farklı rengi olup kırmızı, sarı ve pembe tonları daha fazla tercih edilmektedir.
Atamızın doğa ve çiçek sevgisinin de çok fazla olduğu bilinmektedir. Hastalığının ilk aylarında Çankaya' da istirahat ettiği günlerden bir gün Keçiören'den bir dal badem getirmişler. Atatürk badem dalını görünce mutlu olmuş, yorgun ve hasta yüzüne neşe gelmiş. "ne güzel bahar gelmiş artık" diye sevinmiş. Bu nedenle, doğanın uyumaya başladığı sonbahar döneminde sanki ilkbaharmış gibi cıvı cıvıl çiçekleri olan kasımpatıları da çok severmiş.
Kasımpatı çiçeği; tüm yaprakların solduğu, hüzün mevsiminde rengarenk açarak gözümüzü ve gönlümüzü renklendiriyor. Böylesine güzelken üstelik dikenleri yok ve bir o kadar da dayanıklı günlerce hem dalında hem koparıltıktan sonra da vazoda solmadan kalması diğer çiçekler arasında ayrı bir yer teşkil ediyor.
Evet ne dersiniz kasımpatı olmaya...