Semud kavmi korkunç depremle yok oldu. (Hakka 7-8. ayetler, sh.365) 7 gece 8 gün devam eden fırtına ve sarsıntı Semud kavmini helak etmiştir. Bu kavimle Yemen’de mukim çok güçlü 500 kg ağırlığındaki sütunları kaldırabilecek güçte insalar ki fırtınanın bir sinek gibi havada uçup yere çakılmışlardır. (El Hakka 48. ayetler)

Yine; ulu Allah, toprak, yer, arz, su, havaya bakmamızı ve onlardaki akıl ermez özellikleri, kabiliyetleri, bitkilerin, sebzelerin renk, koku, kad, yeşillik gibi özelliklerinin sevk-i tabi ilahi güçle nasıl dizayn edildiklerini anlatıyor. Bunlar ulu Allah’ın kudretini belgeleyen akıl ermez oluşumlardır. Bunlardaki sırrı ilahiyi araştırınız, bulunuz, ulu Allah’a ulaşınız, buyuruyor. Evvela bitkilerin, ağaçların, çiçeklerin, böceklerin boş yere yaratılmadığını, yılanların çıyanların binbir çeşit hayvanların ayrı ayrı akıllara duygunluk veren özelliklerini, kabiliyetlerini gözlemleyip ibret almanın ulu Allah’ı bulma bilme yolunda bizlere delillerle bilgiler sunudğunu bildiriyor. Yeryüzünde manasız, mantıksız, gayesiz ve amaçsız hiç bir varlığın olmadığını, bunların hepsinin insanlara hizmet amaçlı yaratıldığını Kur’an ayetleri ile yüce Allah bizleri uyarıyor. (Enbiya 16-17-18-19-20-21-22 vs sh.322)

(Müminun 112-113-115-116, sh,348) Sizleri amaçsız olarak boş yere mi yarattığımı sanıyorsunuz. (Bu fani alemdeki amellerinizin hesabını vermek ve neticelerine katlanmanız için) sizleri mahşerde, mizanda toplamayacağımı mı sandınız. Mutlak hakim Allah’tır. Mutlak adalet ahirette huzurullahta ortaya çıkacaktır. (Lütfen Kur’an’da 348. sayfadaki 112-113-114, özellikle 115-116. ayetleri okuyunuz.) Hiç bir varlık boş yere yaratılmış değildir. Örneğin yılanlar olmasaydı, fareler dünyayı istila ederlerdi. Sadece yılanlar değil, tilkiler ve ona benzeyen etoburlar, kurtlar, köpekler de öyle. Kilometrelerce uzaktan yerin altındaki farelerin kokusunu alıyor, orayı bulup fareyi yerin altından çıkarıp yiyor. Bu nasıl bir güç ki bu nasıl bir kabiliyet ki gökteki kartal yerin altındaki fareyi görüyor ve kokusunu alıyor. Bildiğiniz bu örnekleri, bilineni pekiştirmek amacı ile sayacağım ve bilgilerinizi tazeleyip imanımızın güçlenmesine, inancımızın ulu Allah’a karşı bilinçlenmesine katkıda bulunacağım.

Mesela; yüce Allah Yasin Suresinin 271-272-273. ayetinde (Sh.444)yaş ağacın içinde ateşi gizlediğini, yaş kum, maddeleri sürtünme yolu ile o ateşin ortaya çıkacağını bildiriyor (çakmak taşı gibi).

Tutuşturmak, yakmak, yani ateşin kaynağından elde etme yoludur. (Yasin 70-71-72-73, Sh.444)

Mesela; At ölse acından et yemez, köpek de ot yemez. Çok acıkırsa otu gevişler ama yutamaz. Atın önüne kızarmış kuzuyu koysanız yiyemez. Ama üzerine arpa serpseniz onları dikkatle aklar, kızartılmış kuzudan nefret eder. Köpeklerin ise en sevdiği kemiktir. Önüne atılan kemiği sahibi bile onun ağzından alamaz. Dişleri sanki çeliktir. İlginç değil mi?

Mesela; aslan köpeklerin artığını yemez. Ama akbabalar onu bal gibi yer. Onlarca akbaba sürüsü bir zürafayı bir saat içinde iskelet haline getirirler. Yabani ve evcil hayvanların böyle özellikleri vardır. Kediler; dışkılarını mutlaka hazırlanan kedi kumunun yerine yaparlar. Aksi halde çatlar da başka yere çişini yapmazlar. Bir kedinin gözünü bağlayıp Merzifon’a götürün, geri gelir, Çorum’daki evini bulur. Sınanmış, yaşanmıştır. Köpeği sahibi öldüresiye dövse evi terk etmez. Sahibini görünce o beni dövdü demez. Sahibinin bacaklarına sarılır.

Mesela arılar; Arıcılar çok daha iyi bilir. Bir muammadır. Bal arısı binbir çeşit çiçeklerden doğadan usare balın hammaddesini alır, onu çok ince bir fabrika gibi işler, aldığı hammaddenin kalitesi ve kendi mahareti sonucu kaliteli bal üretir.

(SÜRECEK)