Yunus 103: “Biz azimüşşan, peygamberlerimizi ve aynı zamanda iman edenleri kurtarırız. İnananları üzerimize bir borç olarak kurtaracağız.” Yunus suresinin doğadaki ahenk, nizam, intizam, eşsiz dizayn ayetleri açık ve net. Ulu Allah’ın varlığı, birliği, güç ve kuvveti üzerine kurulduğu belgelerle anlatılmaktadır ki; kainatın yaratılması, bunca nimetlerin insanın emrine verilmesinin tek sebebi vardır. Ulu Allah’ın varlığının, birliğinin bilinmesi, cennet-cehennem ve ahiret aleminin de ancak sebebi budur. İnsanlar bu kadar açık ve net akıl ermez delillere karşı hala iman etmez, inançsız olur. Bunca sayısız nimetlere şükretmez ve ahirete imansız giderlerse, varacakları yerin ebedi olan cehennemdir. Aksi durum ise müminlerdir ki, onların da varacakları yer, ebedi olan, dünya nimetleri ile ölçülemeyecek oranda gözlerin görmediği, akıldan geçmediği, hayallere bile sığmayan nimetlerle dolu cennete girip ebedi kalacakları yer orasıdır. Hamdolsun ulu mevlaya...

Son bir ibret belgesi ile konuyu noktalayalım:

Güneş, ay, yıldızlar, burçlar, gezegenler vs. gibi kainatın ölçülemeyecek kadar feza boşluğu gibi kudret belgeleri vardır.

Kur’an’da bunlar ilkokul çocuklarının bile anlayacağı açıklıkta anlatılmıştır. Yasin suresi Kur’an’ın kalbidir.  Oraya bakılsın. Güneş, fezadaki en güçlü ve yegane ısı, ışık ve enerji kaynağıdır. Bütün kainat ısısını güneşten almaktadır. Işık da öyledir. Güneş, bilimsel bilgi olarak 3 milyar yıldır en güçlü enerji kaynağının verdiği ısıdan daha çok ısı ve enerji sağlamaktadır. Son zamanda bir de çoğalan güneş panelleri vs. gibi... Güneş Dünya’ya 150 milyon km. uzaklıktaymış. Güneşin yüzeyindeki ısı 600 milyar santigrat derece. Güneş bugünki durduğu noktadan 1 cm geride olsa kainat buz olur, oludğu yerden 1 cm ileride olsa dünya yanar, kül olur. Şu dizayna, şu ölçüye bakınız. Allah’ın varlığının, birliğinin, gücünün ve eşsizliğinin en bariz, açık ve net delili ve belgesidir.

Fezadaki bütün varlıklar ısı ve ışığını güneşten alır. Güneşe bu gücü veren ancak Allah’tır. Başka hiç bir izahı yoktur.

Güneş ilahi kudretin ispat belgelerinden birisidir. Böyle yüzlerce kanıtlar vardır. Netice şudur ki, hangi varlığa bakarsanız bakın, ondaki özellikler, kabiliyetler hep Allah cc. varlığını, birliğini ve eşsiz gücünü kudretini şefkat ve merhametini haykırmaktadır. Gözle görülmeyecek böcekler, mikroplar vs gibi pandemi olayı, mikrobu bir pirenin binde biri kadarmış. Dünyayı kastı kavurdu. İnsanoğlu daha nasıl bir delil istiyor ki... Ulu Allah’ın varlığını, birliğini, kudret ve azametini açık ve net olarak gösteren bilgi ve belgelerdir. Bu ilginç olaylar insanların gözleri önünde yüzyıllardır olagelen hadislerdir. Burada nemli olan sebeplerden işin asıl sahibi olan müsebbib ana nedendir ki, o da Hz. Allah’tır. Bir olayı sebepsiz ve sebeplere dayalı olarak yaratan odur. Bu yazı dizimizde saygıdeğer kardeşlerimizin imanını, inancını güçlendirmek için malumu ilanı –bilineni- tekrar etmek, bir hatırlatma ve anımsatmadır. Burada esas vurgulanmak istenen husus; ulu Allah’ın uçsuz bucaksız kudret deryasından bir damla değil, bir nokta kadarını hatırlatmak istedik. Aslında şu gerçek unutulmamalıdır, o da şudur: Mevcüdat, meşhüdattan ibaret değildir. Ne demek: Kainattaki ilginç olaylar bildiklerimizden ibaret değildir. Bilinmeyenler bilinenlerin zekatı bile olmaz. Yani sırlar daha çoktur. İşte insanoğlunun görevi, ileri teknoloji, ilim, fen ve araştırma ile bu ilahi sırları bulmaktır. Bugünki yüksek teknoloji ve iletişim bu düşüncenin mahsulü ve meyvesidir. Ancak unutulmamalıdır ki, her yenilik, yanında bir kötülüğünü de getirmektedir. Teknolojiden yararlanırken zararlarından korunmaktır. Yoksa getirdiğinden fazlasını alıp götürür.

NETİCE: Söylemek, yazmak bizden, okumak, anlamak, uygulamak hepimizden, hidayet Allah’tandır. Allah cc. hazretleri hepimizin yardımcısı olsun. Aklını, fikrini, mantığını çalıştıran, Hz. Kur’an’ın hakikatlerini akıl ve mantık çizgisi doğrultusunda çalıştıran insanlardan eylesin. Amin.

(BİTTİ)