Prof. Dr. İlber Ortaylı… Türkiye’nin yüzakı tarihçilerinden ünlü bir tarihçi, ünlü bir akademisyen ve yazar.
Sanki sözleriyle bir ayna tutmuş, Türkiye’yi Türkiye’ye anlatmış!
İşte aşağıda o sözler:
* * *
Pirinci okuyorlar, meyveyi okuyorlar, şekeri okuyorlar, suyu okuyorlar da sıra kitaba gelince hiç okumuyorlar.
* * *
100 liralık benzinin 79 lirası vergidir. Düşünüyorum da biraz daha zorlasak, dünyanın vergiyle çalışan ilk otomobilini biz üretebiliriz.
* * *
Akıllı insana hatasını göster, size teşekkür eder.
Cahil insana hatasını göster, size hakaret eder.
* * *
Herkes Kuran’ı Türkçe okusa din adamları villada oturamaz, lüks makam aracına binemez, şeyh-tarikat falan da kalmaz.
Arapça’da ısrar bu yüzden…
* * *
Gün gelir torunlarımız “tüm bu olaylar olup biterken siz ne yapıyordunuz” diye sorarlarsa, Acun’u izliyorduk dersiniz.
* * *
Avrupa’da rahipler devletten maaş almaz. İbadet eden bağış yapar!
Türkiye’de 90 bin cami var, 90 bin imam 145 bin diyanet çalışanı!
145 bin inek beslesek süt sorunu biter. 145 bin doktor alsak sağlık sorunu kalmaz, mühendis alsak ülke uçar, öğretmen alsak İsviçre oluruz!
Bunlar ne iş yapar?
* * *
İlyas Salman filmi gibiyiz.
Avrupa’ya götürüyoruz diye aldılar ülkeyi, kamyon kasasında gezdire gezdire Ortadoğu’ya bıraktılar.
* * *
Nohudu, mercimeği, samanı, patatesi dışarıdan alıyor, ama uçağı, arabayı, gemiyi, denizaltını kendimiz yapıyoruz!
Yemin ederim, Andersen yazamazdı böyle masalı.
* * *
İşimiz çok zor!
1400 yıldır orucu neyin bozup bozmadığını öğrenemeyen bir halka, ülkenin elden gittiğini anlatmaya çalışıyoruz.
* * *
“Bizde de resim, heykel sanatı yok, musikiyle uğraşılmaz, filozof yoktur, fakat ölmeyen sanatımız, vasfımız askerliktir.”
İlber Ortaylı bu sözü Şubat 2010’da, MHP’nin Siyaset ve Liderlik Okulu’nda ders verirken söylemişti. Ve de bu sözlerle büyük bir alkış almıştı.
Oysaki sözün derinliğinde, fark edilmeyen ince bir eleştiri vardı.
* * *
Hastanelerde dâhiliye polikliniği var da neden cahiliye polikliniği yok?
Memleketin yarısı bu hastalıktan muzdarip…
* * *
Paris’in etrafı onlarca nükleer santralle dolu, ama kimse rahatsız olmuyor. Mesele Türkiye olunca herkes çevre dostu oluyor.
Bu, inandırıcı ve doğru bir düşünce değil.
* * *
Türkiye’nin mücadele ettiği iki tip var:
1) Aklını kullanamayanlar!
2) Aklını kullanmayanı kullananlar!
* * *
Ve de:
“Herkes çaldığını yerine koysa ekonomi düzelmezse namerdim” dedi.
“İhtilalle demokrasi öğrenmek marifet değildir” dedi.
“Cehaletin eyleme geçmiş hali çok tehlikelidir” dedi.
“Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, zekâ ve yetenek dışında her şey kabul görüyor” dedi.
Evet, başka ne desin ve de ne demeli idi Sayın Ortaylı?