Ey İnsan yaratılış gayene dön.

Sev; hesap gütme, kusur arama, kusur ararsan tüm aynalar senindir.

Hesabi olmak her türlü kişi veya kişilerle sadece işine geldiğinde işi düşünce irtibat kuranlardır.

Hesabi olanlar her türlü iş birliğinde sadece kendi hesabını, çıkarını düşünen ve yol arkadaşını hesaba katmayan katmayı da kabul etmeyen ve bunu da kendine hak gören kişilerdir. Peki başkasına ait bir hakkı kendine hak görmek te nedir bilir misiniz? İşte bunun adı bencillik nankörlüktür, hesabiliktir.

Yüce Allah insanları eşit yaratmıştır, üstünlük sadece takvadır. Her canlı ölümü tadacaktır diye emretmiş yaradan.

Peki madem eşit haklara sahibiz, nedir bu bencillik, işgüzarlık, nedir bu hırs, nedir bu nefret, kazandığımız paralar bizimle ebedi hayata mı gelecek zannediyorsunuz?

Madem yaptıklarımızı heybemizde taşıyacağız biraz daha sevgi saygı

çerçevesinde olmamız gerekiyor.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip

Erdoğan geçtiğimiz aylarda Ankara’da Ak Parti İl Başkanları toplantısında şöyle konuştu: ”Bize hesabi değil, hasbi olanlar lazım. Hesap adamı olursa çökeriz. Hasbi olursak kaleleri düşüre düşüre devam ederiz. Onun için bize; dava adamı, hizmet adamı, milletin adamı olarak görev yapacak AK Parti kadroları lazım.”

Erdoğan’ın sözleri çokça zikredilen Ak Parti’deki metal yorgunluğu yaşayanlara, kadroları kendi özel işleri için kullananlara verilen önemli bir mesajdı.

Yani işin özeti arkadaşlarımızla, çevremizle, dostlarımızla, akrabalarımızla ve yahut meslektaşlarımızla kişisel menfi çıkar gözeterek ya da lazım olduğunda veya sadece ihtiyaç duyduğumuzda kullanmak için kenarda tutuyorsak, işte tam orada bir sıkıntı var. Şahsen en sevmediğim yaklaşım tarzı budur, kimse kimsenin lazımlığı değil. Bana işi düşünce beni arayan profillerden hoşnut olduğumu söyleyemem. Demem odur ki herkes haddini bilecek, ya dost olacaksın ya arkadaş, ama işini çözdürmek için değil.

Hasbîlik, hesap yapmamak değil, hesabı ince yapmaktır! Bunu unutmamak lazım. Hasbî adam hesabı o kadar ince yapar ki dışarıdan bakan hiç hesap yapılmıyor zanneder. Hesap kitap peşinde olmayan adam sandığımız adam aslında asıl hesabın, hesap gününün peşinde, asıl Kitab’ın peşindedir.

Hasbî adamlarla kimse baş edemez!

Bize hasbî adamlar lazım kardeş!

Kimler gibi hasbî adamlar?

Esrarkeşten bir direniş ve arınış numunesi çıkartan Malcolm X gibi,

Daha 5 yaşında iken mahallesindeki içki satan dükkanı ayetlerle uyararak tevbe ettiren Hasan el Benna gibi!

Bilgisini zalimlerin menfaatine sunmayarak zindanlarda gül yetiştiren büyük öncümüz İmam-ı Azam gibi!

60 yılı aşkın bir süredir kalemini bir yüce medeniyetin dirilmesi için kullanan ve bunun için kimseden bir ücret beklemeyen Sezai Karakoç gibi!

Bu insanı kirleten modern dünyadan bunalan insanlara bir sahabe bakışı, bir Hızır soluğu taşıyan Allah dostları gibi!

Hasbiler ne içer?!

Hasbîlik nefsinin istediğini değil; akleden kalbinin istediğini yapabilme erdeminin adıdır. Hasbîlik kendinin isteklerinin kölelerinin harcı değil; başkalarının ihtiyaçlarını gözetmeden uyuyamayanların tadabileceği bir haldir.

Hasbîlik öğrenilmez; tadılır. İçinde taşıdığın fazilet, ahlak , gayret, diğergamlık pırlantaları ile yaşatılır. Hasbîliğin yakıtı bitimsiz bir yakıttır; adına zikrullah derler.

O yakıt ölümsüzleştirici bir yakıttır. Yaktıkça yakar. Dilden dile; oradan da tüm vücud iklimine; vücud iklimi denilen mikrokosmostan makrokosmosa tesir eden bir yakıttır o.

O isimler, isimlerin tecellileri seni yakar; sana hasbî derler.

O isimlerin tecellileri seni yakar; sana alim derler.

O isimlerin tecellileri seni yakar; sana şahid derler.

O isimlerin tecellileri seni yakar; sana şehid derler.

Hasbunallahu ve ni’mel vekil ni’mel Mevla

Ve ni’men nasir!

Selam olsun hasbi adamlara

Sevgiyle Kalın...