Hayatımızda karşılaştığımız her durum, her olay ve her insan, bakış açımızın bir yansımasıdır. Bir durumun bize nasıl göründüğü, bizim ona hangi pencereden baktığımızla doğrudan ilgilidir.

Eğer bu pencerelerin sayısını arttırabilirsek, dünyaya ve insanlara olan anlayışımızda derin bir değişim yaşayabiliriz. Farklı açılardan bakabilme yeteneği, aslında insan olmanın en güzel ve en derin boyutlarından biridir.

Ancak farklı bakış açısına sahip  olmak, karşıdakini anlayışla karşılamak  bizim gibi daha duyguları ile  hareket eden toplumlarda yaşam çizgisinden taviz vermek gibi gelir insana.

Bırakın farklı düşünceye saygıyı dinleyip karşıdaki ne söylüyor diye içselleştiremeyiz bir türlü. Derinliğine  anlamadığımız gibi  hemen tepki duyar, “kendi bakış açımız en doğrudur, sen de benim gibi bak” diye üstüne üstüne  gideriz, ikna umudu ile.

Bu nedenle   bağıra bağıra konuşuruz. Tartışma programlarında bunu daha çok gözlemleriz. Herkes kendi düşüncesine odaklanır “ya ne güzel düşünüyorsun” diyemez kimse.  

Farklı açılardan bakabilmek, sadece bir yetenek değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. Bu felsefeyi benimsemek, öncelikle kendi sınırlamalarımızı ve önyargılarımızı kabul etmekle başlar.

 Her birimiz, yaşadığımız tecrübeler ve aldığımız eğitimler doğrultusunda belirli bir düşünce yapısına sahibiz. Ancak, bu düşünce yapısının dışında da sayısız gerçeklikler ve bakış açıları olduğunu bilmek, bizi daha zengin kılar.

Empati, işte tam bu noktada devreye girer. Karşımızdaki insanın dünyasını anlamaya çalışmak, onun bakış açısından olaylara bakabilmek, kalpler arasında köprüler kurar.

Bu nedenle önce içten, samimi, önyargısız dinlemek gerekir karşıdakini. Empati, sadece karşımızdakine değil, kendimize de karşı duyduğumuz bir saygı biçimidir.

Ayrıca empati yapabilmek, "Ben olsaydım nasıl hissederdim?" sorusunu sormaktır. Bu soru, bize insan olmanın derinliklerini öğretir.

Farklı perspektiflerden bakabilme yeteneği, aynı zamanda yaratıcılığımızı ve problem çözme becerilerimizi de geliştirir. Bir soruna farklı açılardan yaklaştığınızda, onunla ilgili daha fazla çözüm yolu üretebilirsiniz.

Hayat, tek bir doğru ya da tek bir çözüm yolu sunmaz; aksine, sonsuz olasılıklarla doludur. Bu olasılıkları görebilmek, onları değerlendirebilmek ve en uygun olanı seçebilmek, farklı perspektiflerden bakabilme yeteneğimizle doğrudan ilişkilidir.

Bu yeteneği geliştirmek, bize sadece bireysel olarak değil, toplumsal olarak da büyük faydalar sağlar. Birbirimizi anlamaya, saygı göstermeye ve birlikte daha iyi bir dünya inşa etmeye yönelik adımlar atmamıza olanak tanır. Farklı düşünenlere karşı saygı göstermek, aslında kendi düşüncelerimize ve varlığımıza duyduğumuz saygının bir yansımasıdır. Başkalarının düşüncelerine, inançlarına ve yaşam biçimlerine saygı göstermek, dünyayı daha barışçıl, daha anlayışlı ve daha yaşanabilir bir yer haline getirir.

Farklı açılardan bakabilme yeteneği, hayatın bize sunduğu en değerli hediyelerden biridir. Bu hediyeyi kabul edip, onu geliştirmek için çaba göstermek, hem kendimize hem de çevremize yapabileceğimiz en büyük iyiliklerden biridir.

Farklı bakış açılarıyla dünyaya bakmayı öğrendiğimizde, hayatın ne kadar zengin ve renkli olduğunu daha iyi anlar, bu renkleri birlikte harmanlayarak daha güzel bir dünya yaratabiliriz. Ben umutluyum. (Ankara)