Değerli okuyucular geçtiğimiz Çarşamba günü akşamı 213 televizyon kanalı ve 562 radyo canlı yayını ile on ilimizi kapsayan, deprem felaketine karşı, amacı maddi destek olan, “Türkiye tek yürek” kampanyası yapıldı.
Kampanya felakette kalanlara içtenlikle yapılıyorsa elbette bunun eleştirecek bir yanı olamaz, destek de olmak gerekir. Bizim gözlemlerimiz incelemelerimiz, dünyanın hiçbir yerinde böylesine şova dönük kampanyalar yapılmıyor. Maaşını bağışlayanları, kumbarasının kilidini kırıp bağış yapan çocukları, dağda bir koyununu satıp bağış yapan çobanın yüce ve erdemli saygıya değer tutumlarını, bir yana bırakırsak ötesi bir şovdan ibaretti.
Haluk Levent’in idaresindeki AHBAP derneğine yapılan bağışların altında kalan mevcut iktidar, işi şova dönüştürerek çıkış aramakta. Neden şov?
Yapılan yardımların tamamı; 115 milyar 146 milyon lira. 86 milyar 100 milyon lirası kamu kurumlarından. Özel firmalar ve tek tek insanların masumane bağışları ise; “Az veren candan” örneği 29 milyar lira düzeyinde
“Ziraat Bankası 20, VakıfBank 12, Halkbank 7 milyar lira bağış yapıyor.” Varlık Fonu’una devir olan kurumlar ise; Türkcell 3.5 milyar lira ile THY, Türk Telekom, Borsa İstanbul, Türkiye Sigorta da 2'şer milyar lira bağışlıyor.
Bunların hepsi devlet kurumu ve bankalar hariç hepsi zarar beyan ediyorlar. Gazetelerden okuduğumuza göre üç kamu bankasına hazine, Aralık ayında 60 milyar lira aktarmış. Bunlar da tekrar toplamda 39 milyar lirasını geri hazineye aktardılar. “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” yoksa “Hasan mı kel? Kel mi Hasan?” “Tut kelin perçeminden” örneği. Kimin parasını kime veriyorsunuz. Her şey algıya dönük, sosyal medyadaki fotoğraf, olayı güzel özetliyor.
Diğer yandan iş adamlarının yaptığı yardım da elbette saygıya değer fakat Mart ayında zaten vergi ödeyecek. Eğer vergi matrahından düşerse ne oldu? Vergiyi bağışa dönüştürdü. 213 Televizyondan reklamı da cabası. Yoksa ben mi yanlış biliyorum?
Öncelikle 213 televizyon kanalından kasıla kasıla “şu yardımları yaptık ama 250 milyon daha yapıyorum” şovu büyük ayıp ve görgüsüzlük. Yardımda sağ elin verdiğini sol el görmezse yücedir. Sonra Acun pazarlık yapıyor, “abi bunu düzleyelim, 300 milyon yapalım”, “Olur olur tamam Acun” tiyatrosu.
İktidar neden alınganlık gösteriyor? Ben yaptım diyebilmek için bin bir yola başvuruyor. Sefil perişan oluyor vallahi. Biz demiyoruz ki iktidar yardım yapmaz, yapmıyor. Bu ülkede vicdanı olan herkes gibi siz de yapıyorsunuz, gözümüz kör değil. Ama beceriksizsiniz. Yeteneksizsiniz, organize olamadınız. İlk üç gün dişe dokunur iş beceremediniz. En hayati saatlerde, hala ulaşamadığınız yerler köyler var, diğer yardım edenlere engel oldunuz. Liyakatsız insanlarla iş beceremezsiniz. Pek çok masum insan diri diri bağıra bağıra enkaz altında kayıp oldu. Yazık oldu, bu toplumun ciğerleri dağlandı.
Şimdi de HDP’nin yaptığı yardımları gölgelemek için Cemevleri’ne bile kayyum atadınız. Yardıma gelen yabancıları kaçırdınız. Yardıma gelen İspanyol Ekibinin açıklaması ibretliktir; “Biz sizin hatalarınıza (günahlarınıza) ortak olamayız” deyip çekip gittiler.
Dürüstçe öz eleştiri verin. Neden “Suçluların telaşı içindesiniz?”. Bu halk sizi pandemi döneminde 5 maskeyi dağıtamayıp, sefil oluşunuzdan tanıyor.
Asıl geçekçi bağışı maaşlarını verenler ve kumbarasını açan çocuklardan sonra, Türkiye İş Bankası Yaptı. Dürüst olalım gerçeği görelim. Deprem bölgesinde ölenlerin borçlarını sildi. Yaşayan depremzedelerin borçlarını ise erteliyor ve kolaylık gösteriyor. Ayrıca 10 milyar lira daha yardım yaptı. Takdir ediyoruz, yardım budur, sağ cebimizdeki parayı sol cebimize koyarak kimse şov yapmasın.