3. Nasrettin Hoca soruşturmasının başında ise:

“… Nasrettin Hoca yaratıları, daha yazın türleri içine giremedi. Betiksiz Nasrettin Hoca kopuk yaşantılar içinde canlandırılmaktadır. Nasrettin özgünlüğü resme, müziğe, yontuya, romana, söyleşiye, oyuna, şiire vb. yazın türleri içine yerleştirilemedi…” der, sorularını da bu bağlamda sorar.

Soruşturmanın yanıtlarını da F azıl Hüsnü Dağlarca, Ömer Asım Aksoy, Mahmut Makal, Emin Özdemir, A. Dilaçar, ve Mehmet Tuğrul gibi önemli adlardan alır.

18 aydın ve sanatçıdan da 4. soruşturmasının yanıtlarını alır. Bu soruları ve verilen yanıtları merak eden okurlarımız ise, kitabı edinerek bu konuda bilgilenebilirler.

Ayrıca Şükrü Kurgan’la yapılmış uzun bir söyleşi yer almış kitapta. Şükrü Kurgan; hangi fıkralar Nasrettin Hoca’nın, hangileri değildir, konusuna açıklık getirmeye çalışmış. 10 maddelik bir ölçüt sunmuş fıkralar için.

Biz de kısaca aktarmaya çalışalım bu ölçütleri:

1- Bir hikayede sarhoşluk ve içki varsa,

2- Hoca’yı zengin, cariye ve köle sahibi gösteriyorsa,

3- Hocayı sersem, aptal ve ahmak gösteriyorsa,

4- Bir hikayede çapkınlık, iffetsizlik, ahlaksızlık, kadın ihaneti ve aile dışı kadın serüveni varsa,

5- Hoca cimri gösteriliyorsa,

6- Bir hikayede tasavvuf, ebed, ezel konuları anlatılıyorsa,

7- Bir hikayede Hoca ekonomik yönden güçlü; genç, çevik bir delikanlı olarak gösteriliyorsa,

8- Bir hikayede Hoca dalkavuk, riyakar, ikiyüzlü ya da bir bey’in, paşanın buyruğunda gösteriliyorsa,

9- Bir hikayede gurur, kendini beğenme bir işi zorbalıkla yaptırma, varsa,

10- Son olarak, fıkra sayfalar dolusu sürüyorsa bu Nasrettin Hoca kaynaklı fıkra değildir.

Tahir Nejat Gencan’ın sorulara verdiği yanıtları, Abdülbaki Gölpınarlı ile yapılmış bir konuşma izler.

“Güldüşün Denemeleri” başlığı altında 5-10 Temmuz 1964 tarihlerinde Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri’nde, Yugoslavya’dan derlenmiş beş fıkra sunularak ardından, halk arasından derlenmiş fıkralara yer verilmiş.

Kitabın son bölümü ise, “Nasrettin Hoca’nın Eşekleri” fıkralarına ayrılmış. Bu bölüme 52 tane “eşekli” fıkra alınmış. Bu konuda şöyle diyor İsmail Karaahmetoğlu:

“…Hoca’yı ölümsüzleştiren, çağdaşlaştıran güldüşünlerin içinde, eşeklerle örülenlerin ayrı bir yeri, ayrı bir inceliği vardır.” (…) Nasrettin Hoca’nın eşeklerinin her biri bir güldüşün anıtı değerindedir. Cervantes’in eşeğinden daha çağdaştır. Us bileyiciliğinde evrensel bir yeri ve değeri vardır.

Eşekleştikçe alınanların insanlaşmasına, eğitsel sonuç çıkarmasına bir kaynak bir ışıktır eşek…”

192 sayfalık kitabın son bölümünü Eşekli fıkralar oluşturmuş. Biz de yazımızı sonlandırmadan bu fıkralardan birisini verelim burada.

Hoca, Timur tarafından sorguya çekilmiş: “Sen hiçbir şeyin farkında değilsin. Söyle bakalım, eşekle senin aranda ne fark var?”

Hoca: “İkimizin arasındaki kadar,” demiş.

İsmail Karaahmetoğlu’nu Nasrettin Hoca üzerine yaptığı bu çalışmaları için içtenlikle kutlarken, muştusunu verdiği diğer dosyalarının da kitaplaşmasını bekler, mevcut kitaplarını okurlarımıza önemle salık veririz.

Yazılıkaya, sayı: 5 Ekim 1996

(SÜRECEK)