Sümela Manastırı ve Trabzon Ayasofya Camii'nin restorasyon sonrası açılış töreninde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yine muhalefete yüklendi.
Yine isim vermeden…
Yine nedensiz…
AKP’li Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın sözlerini tek tek ele alalım.
''Ayasofya’nın açılışı bir turnusol kâğıdı işlevi görmüştür.” .
Peki, muhalefetten bu konuda bir söz söyleyen oldu mu?
Yok…
“Milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığını kabullenmeyenler bir kez daha kinlerini kustu”.
Kinlerini kusan var mı?
Kim bunlar?
Öyle bir söz söyleyen, itiraz eden, ya da yanıt veren yok.
Ama Sayın Erdoğan saydırıyor yine:
“Milletimizin değerlerine husumet duyanlar Ayasofya üzerinden gerçek niyetlerini ortaya koydu.”
AKP’li Cumhurbaşkanının bu sözlerine ters bir görüş bildiren olmadı. Ne CHP’den, ne İyi Parti’den ve ne de HDP’den tek bir ses yok.
“Bu kesimlerin Ortahisar Ayasofya camii için de diyecekleri bellidir. Maalesef sürekli bel altı vurarak kazanım elde etmeye alışmış olanlar içeride ve dışarıda aynı sinsilikle yola devam ediyorlar”
İyi de muhalefet bu noktada ne yaptı?
Yollara mı döküldü?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kapısına mı dayandı?
Yok öyle bir şey.
Sayın Erdoğan devam ediyor:
“İnsanlara iftira atarak milletin değerlerine olan düşmanlıklarını gizlemeye çalışıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar artık yolun sonu görünüyor. Mağdurların ve mazlumların feryadı arşı kaplamışken artık kimse hakikatin üzerini içi boş kavramlarla kapatamaz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar artık yolun sonu görünüyor''
Evet, burada durmak gerek.
Sayın Erdoğan’ın söylemi ile “başarıdan başarıya koşan” AKP ve lideri değil mi?
Evet.
O halde yolun sonu kime görünüyor?
Düz mantık analizine göre, muhalefete…
18 yıldır iktidara gelememiş bir CHP için “yolun sonu görünüyor” demişse Sayın Erdoğan, hayret etmemek mümkün değil.
Sayın Erdoğan duramıyor, freni patlamış TIR gibi yükleniyor da yükleniyor:
“Hangi alanda ne tür bir mücadele gerekiyorsa onu vermekten en küçük tereddüdümüz olmaz”
Ne mücadelesi?
Yanıt yok.
Muhalefet zaten Kurultaylar yaparak kendi içinde her türlü “hizbin” mücadelesini veriyor.
“Sen-ben” kavgalarından başlarını kaldıracak halde değiller.
Hiç birinin iktidara bakacak halleri mi var?
Oysa Sayın Erdoğan yine devam ediyor:
''Hep dediğimiz gibi başaramayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz. Bu milleti, teslim alamayacaksınız, şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu vatanın tek karış toprağını bile karanlık emellerinizle kirletemeyeceksiniz. Çünkü artık karşınızda eski zayıf ve ürkek ülke değil büyük ve güçlü Türkiye hedefi yolunda son ferdine kadar canı dahil tüm varlığını ortaya koyarak yürüyen bir devlet var''
Sayın Erdoğan, demek ki artık kendi kendisiyle mücadeleye başladı.
Kendi kendisiyle konuşuyor.
Karşısında kimse yok.
Yedeğindekinden nasılsa ses yok.
Bu ne demek ?
Sayın Erdoğan bal gibi “Gölge Boksu” yapıyor.
Tabii ki rakip var…
Ama “hayali”…
Bence hiçbir zararı yok…
Bu noktaya geldikten sonra, söylenecek söz de kalmıyor.
Sözün bittiği noktadayız…