Müslümanların, milli bayramların yanında çok daha eskiye dayanan iki kutsal bayramları vardır. Biri dünyevi ve uhrevi kir ve pisliklerden oruç ve ibadetleri nedeni ile temizlendiğimiz ve kurtuluşa hak kazandığımız ve içersinde bin aydan daha hayırlı olan Ramazan-ı Şerifin sonunda kutladığımız mübarek Ramazan Bayramı, diğeri ise ulu Allah’ın bizlere verdiği nimetlerin bir şükür olarak ve fakir fukaranın, garip gurebanın yurt içinde ve yurt dışında herkesin yararlandığı bayramdan bayrama et yüzü görenlerin sevindirildiği, toplumsal mutluluğun yaşandığı Kurban Bayramıdır.

Müjdeler olsun ulu Allah’ın bu emrini yerine getirebilenlere, Allah nasip etsin imkansızlıkları nedeni ile Kurban edemeyenlere hamd ve senalar olsun bizleri bu günlere kavuşturan rabbimize. Sonsuz şükürler olsun ona. Salat ve selam olsun alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed SAV.e.

*

Kurban ibadeti Hz. Adem’den, Hz. İbrahim’den ve Hz. Muhammed SAV.den bugüne dek gelen ve kıyamete kadar da devam edecek olan en kadim ve en kutsal bir ibadettir. Müslümanlar için çok önemlidir.

Kurban: Allah rızası için kesilen etin kendimiz, ailemiz ve insanlara dağıtılmak üzere yaptığımız bir ibadettir. Kurbanın birinci özelliği etlik yapmak değil, fakirlere, ihtiyaç sahiplerine onu tattırmaktır. Yoksulların gözetilmesidir. Dinin, Kur’an’ın özü ve amacı budur.

R.SAV. Allah rızasını kazanmak ve sırf yoksullar için vefatından önce 114 bin sahabinin hazır bulunduğu veda haccında 100 baş kurban etmiş, 60 tanesini bizzat kendisi, 40 tanesini de Hz. Ali’ye vekalet vererek kestirmiş, etlerini de yoksullara dağıtmış ve tabiki de kendisi, ailesi ve dostları ile de beraber yemiştir.

R.SAV.in kendisine, “neden bu kadar çok kurban ediyorsunuz” diye sorulmuş, R.SAV. “Birisini kendim için, 99’unu da ümmetim ve ümmetimden kurban edemeyenler için kesiyorum” buyurmuştur.

R.SAV.in bu asil davranışını örnek alanlar, hem kendileri hem kesemeyenler ve hem de özellikle de R.SAV. için kurban edenler vardır. Bu da R.SAV.in özel bir sünnetidir. Çok güzel bir ahlaktır. O mübarek bizler için kurban kesmişse, bizler de onun için kurban etmemiz asil bir güzelliktir.

R.SAV. kurban etmenin önemini belirtmek için; “Kurban kesmeye gücü yettiği halde kurban etmeyenler, bizim camimize yaklaşmasın” şeklinde ağır bir uyarı yapmıştır. Bunun için gücü yeten her müslüman kurban keser.

Kurbanın bölüşüm, paylaşım, birlik, beraberlik ve kardeşliğin sağlanması, toplumda huzurun hakim olması bakımından da çok büyük önemi vardır. Çünkü İslam dini, bölüşüm ve paylaşım dinidir. Senin derdin benim derdimdir diyen dindir. “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diyen, sosyal adalet dinidir. Kurban da bunun bir parçasıdır. Sevmeyen sevilmez, vermeyene verilmez. Sen kula ver ki Allah da sana versin. Paylaşmayan toplumlarda fesat çıkar.

Yüce Alah cc. hazretleri Kasas Suresi 77. ayetinde “Allah’ın sana verdiği nimetlerden yoksulları gözet, ahiret yurdunu iste, ama dünyadaki nasibini de unutma. İnsanlara daima iyilik et. Allah’ın sana verdikleri nimetleri insanlardan esirgeme. Yeryüzünde bozgunculuuk çıkarma. Çünkü Allah bozguncuları asla sevmez” buyurmuştur. Allah’ın bizlere verdiği nimetler Allah’ın kullarına aş, iş, eş vs gibi şekillerde dönmesi gerekir.

Firavnin yakın dostu Hz. Musa’nın ve ulu Allah’ın düşmanı olan ve dünyaya gelmiş gelecek insanların en zengini olan Karun’u yedi kat yerin dibine batıran onun katı cimriliği ve bu nedenle inkara sapmasıdır.

*

-Bayramların üstün özelliklerinden birisi de anlaşmak, kaynaşmak, barışmak, esenleşmek, mutlu olmaktır. Bu ise toplumdaki dargınların, küskünlerin, kırgınların, bu hallerini ortadan kaldırmak ve onları kaynaştırmakla olur.

İnsanoğlu beşerdir. Her an hata yapar ve şaşabilir. Çünkü insanın yaratılış özelliklerinden birisi de daima hataya, kusur işlemeye, günaha meyilli yaratılmış olmasıdır. Bu nedenle insanların işledikleri kusurları nedeni ile özellikle pişman olup af ve özür dileyenleri bağışlamak yüce bir erdemdir. Üstünlüktür. Bayramlar bunun için bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Dargınlıkları, küskünlükleri ortadan kaldırmalıyız. Bunun için aracı olmak çok yüce bir fazilettir. Dargınlıkları ilelebet sürdürmek zavallı ve basit insanların işidir. Devamlı intikam peşinde koşmak bir müslümana asla yakışmaz.

Yüce Allah, kendine inananı da kendisini inkar edeni de ayırmıyor. Nimetlerini asilere kesmiyor, darılmıyor, affediyor, bağışlıyor. Güneş sabahleyin kimseyi ayırmıyor. Herkesi ısıtıyor ve ışıtıyor. Bizlere ne oluyor ki bizler birbirimize düşman oluyoruz. Suçluları bağışlamak yüce Allah’ın en büyük sıfatıdır. İnsanlrın kusurlarını bağışlamak asil bir davranıştır ve ulu Allah da o insanları bağışlar. Bunu unutmamak gerekir. Bayram fırsatını değerlendirip aramızdaki küslük engellerini ortadan kaldırmalıyız.

*

-Bayramların bir üstün özelliği de bayramlaşmak, iletişimleşmek, ziyaretleşmek, mümkünse yüz yüze değilse iletişim vasıtaları ile gönüllere girmektir. Bu sene koronavirüs nedeni ile kurallara uyarak bayramlaşmak mümkündür. Hatta iletişimle görüntülü görüşmek güzeldir. Teknolojinin getirdiği bu nimetten faydalanmalıyız. Bayramlarda tatil ve istirahat özelliği vardır. Ama kapıları kapatıp tatile çıkmak, kimse ile iletişim kurmamak insanlığın ve bayramın özüne, ruhuna aykırıdır. Bayramlarda hem bayramlaşmak hem de tatil yapmak mümkün ve caizdir. Bayram memleketten kaçmak değildir. Bayram fırsatını elden kaçırmak bir ziyandır. Maddi ve manevi zarardır, sorumluluktur.

-Bayramın bir başka güzelliği de, arefe günlerinde adet haline gelen ölülerin mezarların ziyaretidir. Ölmüş büyüklerimizi unutmak felakettir. Ölüsünü unutan kendisini unutur. Kendisini doğuran, büyüten, besleyen ve insan içine katan anasını, babasını, ölmüş eşini-dostunu ecdadını unutmak ölüler için ihanettir. Ölülerin hatırlanması onların hayır dualarını celbeder. Ölülerin hayırla, hasenatla onları ziyaretleri ile onlar adına verilen sadakalar ve dualarla yadedilmeleri ölmüşlerimizi memnun eder. Evet, unutan mutlaka bir gün unutulur.

-Bayramın bir özelliği de, çocuklara bayram sevincinin tattırılmasıdır. Onların sevindirilmeleridir. R.SAV.in üstün özelliklerinden ve bizlere tavsiyeleridir ki, çocukları, özellikle yetimleri sevindirin. Böylece Allah’ın korumasına girin, buyurmuştur.

*

Bayramları bu anlayışla ihya eden, değerlendirenleri yüce Allah ömürleri varsa gelecek bayramlara sıhhat ve afiyetle tekrar kavuşturur. Bunu da hatırdan çıkarmayalım. Şunu da ihmal etmeyelim, Kurban Bayramı arefe günü, yani bugün sabah namazı farzından sonra tekbir getirmek vaciptir. Bir emirdir. Arefe günü sabah namazında başlar, bayramın 4. günü ikindi vaktinde son bulur. Metni şudur; “Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber velillahil hamd” Bu ulu Allah’ın birliğini, yüceliğini, büyüklüğünü dillendirmek ve en büyük zikirdir.

Bütün bu düşüncelerle A’dan Z’ye bütün müminlerin Kurban Bayramlarını ve cumasını candan tebrik eder, vatanımız, milletimiz, devletimiz, cumhuriyetimiz ile nice bayramlara kavuşmamızı ulu Allah’tan niyaz ederken, bu vatanı bizlere kanları ve canlarını vererek emanet eden bütün şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anarken, şu bayram gününde darda, bayırda, zor şartlarda vatan müdafaası yapan şerefli ordu mensuplarımıza, askerlerimize, emniyet ve asayiş güçlerimize güç ve kuvvet dilerim. Amin.