Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan Hanım; “İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz” dedi.
Ne yalan söyleyeyim, o günden beri üzüntüden, içim buruldu, dertlendim, gözüme uyku girmiyor! Merkez Bankası Başkanımız pahalılıktan ev bulamadı diye. Bakın şu düzene, bu ülkenin bir Merkez Bankası var. Paranın merkezi, bir de başkanı var. Gaye Hanım’ı enflasyona ezim ezim ezdirirse, sade vatandaşa ne yapmaz acaba?
Ben hep işçinin, emekçinin, memurun, dar gelirlinin, köylünün sorunlarını yazardım. Meğer bir de ev kiralayamayacak kadar, gizli yoksullarımız varmış. Gaye Hanım açık yüreklilikle söyledi, haberimiz oldu. Yoksa daha kim bilir, daha ne yoksullar var da bizim haberimiz yok. “Ak koyunu gören içi dolu yağ sanırmış” Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Başta milletvekillerimiz de yoksullar arasında. Üç beş yerden maaş alan, arkasını iktidara dayayan, ne yoksullar var memlekette! Yetmeyince yetmiyor işte. Pahalılık var, gider çok yaşam kalitesinden ödün verse, “İtibardan ödün vermek” olur. O da çok saçma, günümüz itibarı, yemek, içmek lüks yaşamakla olur.
Öz eleştiri yapayım, biz yazarçizer olarak bu bürokratlarımıza haksızlık yapıyoruz. Bizim onların sorunlarına odaklanmamız gerekir. Maaşları mı yetmiyor? Ev mi kiralayamıyorlar? Meclis lokantasında yemekler mi çok pahalı? Bunları hiç yazmadık.
Tutturduk işçi köylü aç sefil, emekli perişan, çiftçi yerlerde sürünüyor. Sefil olsun, perişan olsun, sürünsün memleketin itibarına bir zararı var mı? Merkez Bankası Başkanı ev kiralamaya parası yetmeyince, dünya basınında gündem oldu. Ayıp oluyor vallahi, ülke olarak buna bir hal çaresi bulmak zorunlu oldu.
Altı üstü Gaye Hanımın maaşı 161 bin liracıkmış. Ek ödemelerle birlikte aylık gelirinin 300 bin liracık olduğu söyleniyor. E bu parayı gözümüzde büyütmeyelim. Adı lazım değil. Geçtiğimiz günlerde, bir üst düzey yetkilimizin hanımının çantasının fiyatı, gazeteler yazdı, 300 bin liraymış. Haliyle Amerika’dan almış. Eminönü’nden alacak hali yok herhalde.
Gaye Hanımın çantası kaç lira bilmiyorum. Fakat varsayalım üçte biri olsun, para nasıl yetsin. Neden içimin burulduğunu, tasalandığımı, gözüme uyku girmediğini sanırım anladınız!
Zaten Reis’imiz de bu feryadı duymuş olacak ki, ev sahiplerine kükredi. “Sizde vicdan var mı? Haksız değil. Bütün ev sahipleri Almanya’da yaşıyor! Enflasyon yüzde 2. Fakat Türkiye’deki evlerine, Türkiye’deki enflasyona göre zam yapınca “vicdansız” oluyorlar.
Kısacası enflasyonu yaratanların hiç suçu yok!
Bakın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ağzından bal damlıyor! “En düşük memur maaşı yüzde 142 arttı, asgari ücret yüzde 107 arttı, en düşük emekli aylığı yüzde 114 artı, enflasyon yüzde 65” diyor. Fakat Gaye Hanım öyle demiyor.
Durum böyleyken ey adil düzen! Siz Gaye Hanım’ı enflasyona ezim ezim ezdirmeyin de! İşçi, köylü, memur, dar gelirli olarak biz acıkınca bitki kökleri, giysi gerekirse yaprak, çocuk bezi yerine de (höllük) toprak, hak diye sokağa çıkarsak, popoya şaplak, durumu idare ederiz, heeri.