Günlerdir iki kız çocuğunun yaşadığı vahşet konuşuluyor. Farkında değilmişiz; çevremizde ne kadar çok aşağılık insan görünümlü yaratık varmış. Bu konulara daha fazla duyarlı olan insanlarımızın çok olması ise sevindirici.
Günü birlik konuşmak yerine çözüm bulunması gerekir. Ortada işlenmiş bir suç var. Yaşadığımız dünyada insan dışında hiçbir canlının kesinlikle yapmayacağı bir iğrençlik var. İki çocuk toprağa verildi. Bir süre sonra herkes unutacak. O çocukların büyükleri ömür boyu yaşadıkları acıyı asla unutmayacaklar. Gördükleri, duydukları her şeyde öldürülen çocuklarını anımsayacaklar. Yaşadıkları acılar gelip geçici acılardan değil.
Ortada işlenmiş bir suç varsa mutlaka cezası olmalı. Cezalar bir taraftan yeniden işlenecek suçlar için engel oluşturur. Aynı zamanda zarar görenler için bir teselli kaynağı olur. Verilen ceza az bulunursa öfke büyür. Toplumda huzursuzluk artar.
Benzer suçlar işlendiğinde idam cezası gündeme gelir. Darağaçları şehirlerin en işlek yerlerine kurulur. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan üç beş kişi yağlı urganlarla sallandırılır. Herkes ibret alsın diye mutlaka yapılmalıdır. Günümüzde sanal ortam, sosyal medya olarak nitelendirilen internette idam istekleri gündemden düşmüyor. Sadece bu satırlara göz atanlar suçluları savunduğumu iddia ederlerse hiç şaşırmam.
Suçlular cezalarını çekmeli. Hiçbir suç kesinlikle cezasız kalmamalı. Cezanın büyüklüğüne, ceza vermeye, cezayı uygulamaya kimler karar vermeli? Bir insanın suç işlediğine karar veren, ona ceza veren, o cezayı uygulayan aynı kişi olursa hukuk kuralları gerçekten işler mi?
İdam cezası dahil, bütün suçlara cezayı mutlaka hukukçular karar vermeli. Aklına esen işlenen her suça ceza vermeye kalkarsa hukukçulara ne gerek var? Suç ve ceza konusunda son sözü hukukçular söylemeli. Gücüne güvenen, eline silah alan ceza vermeye kalkarsa sonuçlarını söylemeye bile gerek yok.
İşlenen her suça en ağır cezalar verildiğinde yeni suçlar işlenmeyecek mi?
Ağzından küfür düşürmeyenlerin, bulundukları her ortamda kavga çıkarmak için bahane arayanların sayısı belirsiz. Fıkra adı altında her türlü sapıklığı normal olaylar gibi anlatanların davranışları ne kadar doğru? Kundaktaki kız çocuğundan tutun da sadece sağlık sorunlarıyla uğraşan hasta, yaşlı kadınlardan tahrik olanlar yok mu? Aynı ya da benzer düşünceye sahip olanlar ilkokul çağındaki erkek çocuklara onların rızası ile iğrenç davranışlarda bulunmuyor mu?
Sonuçta işlenen her suça cezanın verilmesi yeni işlenecek suçların sayısını azaltabilir. Sadece ceza vermekle yeni suçların işlenmesi engellenemez. Her alanda yetişmiş, yurttaşlarımız kendi alanlarında söz sahibi olduklarında, ortaklaşa çalışma içine girdiklerinde suç işlenecek nedenler azalacaktır.
Evimize gelen sinekleri öldürmek için göstereceğimiz çabanın bir kısmını bataklığı kurutmak için gösterdiğimizde sinekler bizi rahatsız etmeyecektir.