Ulus, Ankara'nın kalbidir. İlk Meclis Ulus'tadır. Ulus'tan kuzeydoğuya doğru Çankırı Caddesi uzanır. Dışkapı'yı geçip Samsun-Konya yolunu da aştıktan sonra Esenboğa Havaalanına doğru hareketlenmeden önce hemen sola, Subayevleri'ne döndüğünüzde biraz ileride Meteoroloji Metro Durağı'na varırsınız. Orada sevimli, küçük, kutu gibi, müze olarak açılmış, çoğu zaman kapısı kapalı, alçakgönüllü, tarihi bir yapı ile karşılaşırsınız.

"Çoban Mektebi"

Bu okul, Cumhuriyet ideolojisinin mihenk taşıdır.

Cumhuriyet kurulduğunda 13 milyon halkın yarısı salgın hastalıkların tuzağında can çekişmektedir. Okur-yazarımız yok denecek kadar azdır. Tarım ve hayvancılık ilkel yöntemlerle yapılmaktadır.

Yurdun her bir yerine fabrikalar kurulurken, örnek tarım yapılan çiftlikler de açılır. Hayvan ıslahı çalışmaları hızlanır. Bu işleri yapan, yapacak olan insanların eğitimli olmaları gerektiğine inanılır, bu amaçla okullar açılır. Halkımız için küçükbaş hayvanların bakımı, yetiştirmesi de önemlidir. Kendisine sürü teslim edilecek çobanın bu konularda eğitimli olmaları da gerekir.

Cumhuriyet, çobanlar için de okul açar.

Şimdilerde ne sürü kaldı, ne çoban. Ne de çoban okulu.

Sürüsü olan, ahırında ineği danası olan, kaç insana gereksinimi varsa gidip Afganistanlıyı, Suriyeliyi eliyle koymuş gibi bulup getiriyor. Hayvanların çobanı da onlar, bakıcıları da.

Bu yabancıların sayısı milyonları bulunca halk bu işin içinde başka işler olduğu düşüncesine kapılıyor.

"Bunlar ülkemizden gitsinler!" denildiğinde de:

"Giderlerse çoban bile bulamayız!" deniliyor.

Bu yabancı konuklarımızla ilgili olarak, işlerine gelince ülkemize gelmelerine göz yumanlar, sıkıştıklarında da "bile!" sözcüğüne aşağılayıcı anlam yüklemekten çekinmiyorlar.

Cumhuriyet'i kuran ideoloji, Cumhuriyet binasını bilimsellik, çağdaşlık, laik düşünce, insanseverlik, yurtseverlik, tam bağımsızlık kolonları üzerinde kurmuştur.

1950'li yıllardan sonra bu kolonlar teker teker kesilmeye başlanmış, kolonları kesenler halkı sürü, kendilerini çoban olarak görmüşlerdir.

Bu anlayış onlara son Osmanlı padişahı Vahdettin'den miras kalmıştır:

"Bir millet var koyun sürüsü, ona bir çoban lazım, o da benim."

Aynı anlayışta olanlar bırakınız çoban okulu açmayı, köy çocukları okusunlar diye açılan okulları da kapatmışlardır.

Varlık içinde yokluk yaşayan halkımızın yaşamının rengi de değişmiştir.

Zeynal Gül 2-4Zeynal Gül 1-5