Futbol, kazanmayı da, kaybetmeyi de içinde barındıran bir spordur.
Sevinmek gibi, üzülmek de insan yapısının olağan fonksiyonudur.
Orta kuşak futbol turnuvasında nedense üzülmek denen fonksiyon bazen sinirle harmanlanıp ağıza alınmayacak küfürlere, hakaretlere hatta zaman zaman darp girişimine neden oluyor.
Ne oluyoruz beyler?
Neyin hırsı bu?
Dün Gazi Caddesi'nde görüp selamlaştığın, halini hatırını sorduğun adama takımındaki arkadaşlarına güvenerek ağzından tükürük saça saça hakaret etmek, küfür etmek niye?
Peki ya hakemlerin günahı ne? 
Senin gol kaçırırken veya yanlış pas atarken hata yapmak lüksün var da, hakemin hata yapma lüksü neden yok?
Neden hakemin en ufak hatasında ikinci dünya savaşına çıkar gibi bağıra bağıra argomatik  tavırlar içerisine giriyorsun?
Maçı tribünden izleyen ailenden de mi utanmıyorsun!
Tribündeki çocuğunu tedirgin etmek neden?
Alt üstü bir futbol turnuvası.
Yıllardır Çorum'da belediye personelleri,  sağlıkçılar, avukatlar da turnuva düzenler.
Ancak nedense bizim turnuvada yaşananlar hiçbiri bu turnuvalarda yaşanmıyor.
LÜTFEN BİRAZ DAHA SAKİN!
Bakın altını çizdim SAKİNNNN!
Yarın yüz yüze bakacağınız adamlara karşı kendinizi mahcup duruma düşürmeyin!
Hafta sonu çeyrek final maçları, hafta içi de yarı final maçları oynanacak.
Geldiğimiz süreçte zaman zaman yaşanan gerginlikleri unutarak maçı tribünden izleyen çocuklara daha iyi örnek olabilmek adına lütfen bundan sonra daha aklı selim, daha ağabey ve daha babacan tavırlarla maçımızı oynayalım.
Kaybeden, kazananı tebrik etsin.
Bu kadar basit.