“Bir çocuğun üç ebeveyni vardır; annesi, babası ve annesiyle babasının ilişkisi. En önemlisi de bu üçüncüsüdür.”  diyor, Byron NORTON. Çok da doğru söylüyor. Thomas Scott ise; “Hiçbir insan, dünyaya iyi eğitilmiş bir aile kadar önemli bir miras bırakamaz.” deyip noktayı koyuyor.

Eğitilmiş bir ailenin çocuklarının da bundan nasibini alacağını ve eğitimli bir insan olarak yetişeceğini bilen toplumlar şimdi bunu sağlamanın peşindeler ve pek çok ülke “Evlilik Okulları” adıyla evlenmeye karar veren gençlere eğitim verip evliliğe hazırlıyor. Bu okullara devam etmeyenlere ise evlilik izni verilmiyor.

Bizde de bu alanda bazı girişimler var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı “Evlilik Kursları” adıyla bu eğitimi vermeye çalışıyor. Hatta Kayseri gibi bazı illerimizde bu kurslara katılıp “Evlilik Öncesi Eğitim Sertifikası"nı almayan çiftlerin evlenmelerine izin verilmiyor. Bu uygulamanın birkaç yıl içinde tüm ülkede zorunlu hale getirileceği de söylenenler arasında. Bence hiç zaman yitirilmeden hemen uygulamaya konulması gereken bir zorunluluk.

Peki ama bütün bu çabalar niçin yapılıyor? Bence iki nedeni var: Birincisi boşanmalarda görülen büyük artış. Örneğin 2001 yılında 91.994 olan boşanma sayısı, 2019’da 156.587’ye ulaşarak %70’lik bir artış göstermiş. Boşanmaların en önemli nedeni ise %98’lik oranla şiddetli geçimsizlik. Yani, gençlerimiz birlikte yaşamanın eğitimini almadan, birlikteliği öğrenemeden evlenmişler.

İkinci neden ise, çocuklara verilen daha doğrusu verilemeyen aile içi eğitim. Aile içinde iyi bir eğitim almış çocukları yetiştirmek için önce ailenin iyi eğitim almış olması gerekiyor. Bunu gerçekleştirdiğimizde, eğitimli çiftlerden oluşan aile içinde yetişen çocukların da iyi bir aile eğitimi alarak büyümelerini sağlamış oluruz. Yani kısacası, sizde var olanı verebilirsiniz; eğer sizde bir şeyler eksikse, yetiştirdiğiniz çocuklar da aynı eksikliklerle büyüyeceklerdir.    

Afrikalıların çok anlamlı bir atasözü vardır: “Bir çocuk yetiştirmek, bütün bir köyün işidir.” derler. Ne kadar doğru bir söz. Böylece o köyde var olan tüm değerler çocuklara da benimsetilerek çocuğun tüm yaşamında belirleyici etken olacaktır. Erdemli ve vicdanlı çocuklar yetiştirmek için dürüstlük, hesap verebilirlik, saygı, empati, nezaket, tutarlılık, adalet ve sorumluluk gibi değerlere sahip bir köy ya da eskilerin özlem duyduğu o kaybedilmiş paylaşımcı sokak kültürü gerekir!

Ne yazık ki biz bunları terk edip kendi kabuğumuza çekilerek oluşturduğumuz kapalı kutu aile yapısına geçeli yıllar oldu. Yetiştirdiklerimiz ise ortada. İçine gömüldükleri sanal âlemin dışına çıktıklarında sudan çıkmış balığa benziyorlar. Hayat deneyimi adına hiçbir şey bilmiyorlar. Çünkü onları biz böyle olsunlar diye yetiştiriyoruz.

Yani eksiklik bizde…

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·       Bir memleketin yükselmesi, ev ve aile muhabbetine bağlıdır. Charles DİCKENS

·       Aile toplumun özüdür. Onu tahribe yönelen her şey toplumun tahribine yönelmiş demektir. Butler

·       İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır. GOETHE

·       Çocuk donmamış beton gibidir. Üzerine ne düşerse izi kalır. Haim JİNOTT

·       Unutmayın, çocuklarınız sizin değildir. Onu, Yaratıcı’dan ödünç aldınız. MOHAWK KABİLESİ

·       Çocuklar, büyüklerini dinlemede asla iyi değildirler ama büyüklerini taklit etmede kusursuzdurlar. JAMES BALDWİN