* Milyon metrekareden büyük tematik parklar yapıldı.

Bilim deney merkezi var, akvaryum var, padok var.

Siz hiç bilim kuyruğu gördünüz mü? Bu şehirde var. Planetaryum’a girmek için kapısında kuyruk oluyor.

Eskişehir'in nasıl bir turistik çekim alanı haline geldiğini göstermek için tek örnek vereyim… Masal Şatosu'nu Kapadokya'dan fazla turist geziyor!

* Şehirde iki otel vardı. Şu anda çoğu beş yıldızlı otel sayısı 100'ü aştı.

* Türkiye'nin ilk Balmumu Heykeller Müzesi kuruldu, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi kuruldu, Kent Belleği Müzesi kuruldu, Türkiye'nin ilk Kurtuluş Savaşı Müzesi kuruldu, bu müzeleri yılda 600 binin üzerinde kişi geziyor.

Odunpazarı Modern Müzesi tamamlanmak üzere, Japon mimar Kengo Kuma'nın eseri, dünya çapında ses getirecek.

* Devletten tek kuruş almadan, şehrin kendi parası, kendi iş gücü, kendi makine parkıyla iki büyük baraj yapıldı.

* Kendi bünyesinde açılan kurslarla, her yıl 15 bin kadın ve çocuğa meslek edindiriliyor.

* Bedensel engelli yurttaşlar, kimseden yardım almadan Türkiye'de sadece Eskişehir'de dolaşabiliyor, kimseden yardım almadan Türkiye'de sadece Eskişehir'de sosyal hayata katılabiliyor.

* Zihinsel engelliler ve alzheimer hastaları için bakım merkezleri kuruldu. Otizmli çocuklar için bakım merkezi kuruldu.

* Devletten tek kuruş almadan, katı atık dönüşüm ve enerji tesisi kuruldu, çöpten elektrik üretiliyor, onbinlerce konut şehrin çöpünden elde edilen elektrikle aydınlanıyor, ısınıyor.

Bu tesiste kurulan seralarda, bu tesisten elde edilen ısı enerjisiyle, şehrin peyzajında kullanılan çiçek fideleri yetiştiriliyor.

* “Bir avuç tohum, ömür boyu bağımsızlık” felsefesiyle, yerli tohum üretiliyor, bu yerli tohumlarla elde edilen fideler çoğaltılıp, çiftçiye ücretsiz dağıtılıyor.

* “Öldü” denilen Türk ipeği, Eskişehir'de yeniden hayat buldu… Türkiye'nin en büyük dut fidanı üretim tesisi kuruldu, bu yetiştirilen dut fidanları sadece Eskişehir'e değil, Edirne'den Ardahan'a 35 şehirdeki köylülere ücretsiz dağıtılıyor.

* “Her ev, bir atölye” sloganıyla “kadın kooperatifi” kuruldu. Belediye bünyesinde eğitim verilen kadınlar, tıbbi aromatik bitki üretiyor, aksesuar, dekorasyon, oyuncak, seramik alanlarında üretim yapıyor, kooperatif dayanışmasıyla satıp, aile bütçesine katkı sağlıyor.

* Ürün işleme tesisi kuruldu, şehir merkezinde “üretici market” açıldı, baklagillerden doğal yağlara, baharatlardan sabunlara, tüm yöresel ürünler aracısız-komisyonsuz tüketiciye ulaştırılıyor.

* Köyde yaşayan gençlere, yine kooperatif yöntemiyle büyükbaş ve küçükbaş hayvan hibe ediliyor, manda yetiştiriciliği yeniden canlandırılıyor, çiftçiye ücretsiz damızlık manda dağıtılıyor.

* Halk Süt kuruldu. Eskişehir halkı, kooperatif marifetiyle ucuza pastorize süt içiyor.

* Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın insani gelişmişlik kriterleri çerçevesinde, merkez ilçeleri itibariyle, Türkiye'nin en yüksek gelişmeye sahip şehri, Eskişehir.

* Bu şehrin çocukları Beethoven'la Bach'la Mahler'le büyüyor, Yunus Emre'yle Aşık Veysel'le Dede Korkut'la büyüyor, opera seyrediyor, bale seyrediyor, bu şehrin çocukları henüz altı yaşındayken İdil Biret dinliyor, Gülsüm Onay dinliyor, Genco Erkal'la tanışıyor, Bedri Baykam'la tanışıyor, resim, heykel, müzik, bu şehrin çocuklarının doğal hayatının parçası, tarih şuuruyla büyüyorlar, ağaçla büyüyorlar, hayvan sevgisiyle büyüyorlar, zihinlerine duvar örmeden, çocukluklarını gençliklerini yaşayarak, özgürce büyüyorlar.

* Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada bu kadar kısa sürede, böylesine olumlu yönde dönüşen bir başka şehir yok.

* İnsana insan olduğunu anımsatan şehir oldu Eskişehir.

Başınızı nereye çevirseniz, estetik, güzellik.

Başınızı nereye çevirseniz, yemyeşil bir doku

Elinizde fotoğraf makinesiyle dolaşın, ağaçsız tek kare çekemezsiniz.

* Bütün bunlar, vizyoner yurtsever, varlığıyla onur duyduğumuz (Benim de hocam olan) Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen mucizesidir.

* Aklın bilimin kültürün sanatın saygının hoşgörünün vicdanın emeğin bağımsız ruhun neticesidir.

* 20 yıldır AKP zihniyetiyle heba edilen zamanı, heba edilen milyar dolarları düşünün, bir de Eskişehir'i gözünüzün önüne getirin lütfen.

* “Belediyecilik bizim işimiz” diyenlerin, ‘bakın şu şehrimizi şuradan aldık şuraya getirdik’ diye gururla gösterebilecekleri bir kentimiz var mı?

Yok!

Ne yazık ki yok.