Seçimlerin yaklaşmakta olduğu şu günlerde iktidar kanadı iyice sertleşip son kozlarını oynamaya başladı. Ve gördüğüm kadarıyla da iki kanaldan hücuma geçti.
Bunlardan birisi kendi önünü açmak; yani yeni projeler açıklamak ya da başlanan projeleri bitirip meyvesini toplamak. TOKİ Sosyal Konut projesi bunlardan biri. Her ne kadar fiyatlandırma, taksitlendirme ve aylık taksit miktarının belirlenmesinde çok fazla soru işareti varsa da, projeye önümüzdeki günlerde başlanacağı söyleniyor. Bir diğeri de aslında özel sektör yatırımı olan TOGG otomobil fabrikasının üretime başlaması olayı. Ne diyelim, inşallah ülkemize hayırlı olur.
Bunlar, iktidar partisinin kendisini öne çıkarıp özellikle ekonomik kriz ve enflasyonla büyük düşüşler yaşadığı oy oranını yeniden yükselişe geçirmek. Bunu sağlamak için de, 2023 yılı başında da hem asgari ücreti hem de memur ve emekli maaşlarını önemli oranda artırıp aşırı vergilerle topladığı paraları yeniden piyasaya sürüp bolluk yaratmayı hedefliyor. Böylece de, en azından küstürüp başka partilere kaptırdığı seçmenlerini yine kendi yanına çekebileceğine inanıyor diye düşünüyorum.
Hücuma geçtiği diğer kanal ise muhalif kanadın sesini kısmak. Kontrolü altındaki TV, radyo, gazete ve diğer basın yayın organlarında muhalefete yer vermeyerek ya da sürekli eleştirerek seslerini duyurmalarını engellemeyi düşünüyor. Muhalefet yanlısı TV’leri ise RTÜK yoluyla susturmaya; ya da en azından tokmağı tepelerinde hazır tutup korkutmaya çalışıyor. Ha, bu arada bir de sansür yasası çıkardı ki, sormayın gitsin. Bu yolla sadece yazılı ya da sözlü basını değil, kendisini eleştiren tüm sosyal medya organlarını korkutup sindirmeyi amaçlıyor. Yani insanımız yapılanları bilmesin, duymasın, görmesin, görse bile başkalarına aktaramasın, aydınlanmasın isteniyor.
Tam da burada, kısa bir öyküyü anlatmadan geçemeyeceğim. Çünkü konumuza tam da uyuyor.
“Yılanın karnı açtır ve çevresine bakınarak yiyecek bir şeyler aranmaktadır. Tam o sırada ateşböceğinin biri ışıklar saçıp şarkılar söyleyerek yılanın yakınından geçmek ister. Bunu gören yılan ani bir hareketle ateşböceğini yakalar.
Ateşböceği ise, kurtulma şansının olmadığını anlayınca mücadele etmekten vazgeçer ve yılana:
-“Bir dakika, sana bir şey sorabilir miyim, beni ondan sonra yiyebilirsin.” der.
Yılan da mücadeleyi kazanmanın rahatlığıyla:
-“Aslında yediklerimin sorularına kulak asmam ama madem ki kurtulmak için çabalamayı bıraktın, seninkini yanıtlayayım. Peki, sor bakalım.” der.
Ateşböceği sorar:
-“Sana bir zarar verdim mi?”
-“Hayır.” der yılan.
-“Peki, senin yiyecek listende ben var mıyım?”
Gene “hayır” der yılan.
-“O halde beni niçin yemek istiyorsun?”
Yılan, ateşböceğine kıskanan gözlerle bir göz attıktan sonra yanıt verir:
-“Işık saçmana ve ışığını görmeye dayanamıyorum da ondan.”
Selam olsun, ışık saçmayı inatla sürdüren o kocaman yüreklere...
Selam olsun, aydınlık yarınların ümidiyle yaşayanlara…
Selam olsun tüm dostlara…
Selam olsun..!
DÜŞÜNEN SÖZLER:
Zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır. Victor Hugo
Kötü yasalar, zulmün en berbat şeklidir. Burke
Zorluklar, başarının değerini arttıran süslerdir. Moliere
Kitleler cezalarla düzene sokulursa yozlaşmış olur, karizma ve nezaketle yönetilirse bilinçli ve dürüst olur. Konfüçyüs
Hiçbir mahkûmiyet, tek akla mahkûmiyet kadar vahim değildir.
Siz nasıl olursanız, başınıza öyleleri yönetici olur. Hadis-i Şerif
Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan daha iyidir. F. D. Roosevelt
Korkunun öbür tarafında özgürlük yatar. Robin Sharma
Işığa erişmek için, karanlığa meydan okumak gerekir. Platon