Bir yazar arkadaş, kitapları var.
Bir ara bir gazetede yazdı, daha sonra bir dergide yazıyordu. Şimdi bir başka görevi var.
Cevdet Paşa’ya takmıştı ve bir hayli de araştırmıştı. Çok dikkatini çeken yanlar olmuş.
Ve en son oturup Cevdet Paşa’yı yazmaya başladı. Yazdığı bazı bölümleri bazı arkadaşlarına da gönderiyordu. Onların da fikirlerini almak istiyordu herhalde. Bir kitabını okudum. Kitapçılarda da kitapları var.
Neden böyle bir giriş yaptım. Osmanlı tarihinde Cevdet Paşa çok önemli bir yere sahip bir kişilik.
Mecelle’yi hazırlayan insanlardan birisi. Kızları iyi eğitim almış bir aile.
Balkanlara gidiyor ve öyle ki orada yaşayan İslam bir başka İslam, adeta göz kamaştıran bir güzellik var.
Yugoslavya dağıldıktan sonra Tito'nun özyönetim ismi altında yönettiği bir takım milletler özellikle Almanya 'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra birer birer bağımsızlıklarını istemeye ve ilan etmeye başladılar.
Sırplar bu ülkenin asıl sahipleri biziz diye bir hakimiyet kurmaya çalışıyorlardı.
Bu yıllarda bir isim parlar. Bu çok parlak bir isimdir, ileride bilge kral diye anılacak büyük bir düşün insanı idi. Bir tarafı İstanbul 'a kadar dayanan bu çocuk liseden sonra hukuk okudu.
İlk yıllarında bir hayli bocalamasına karşın daha sonra İslam Deklarasyonu diye bir kitap kaleme aldı.
Bu rejim tarafından pek hoşnut karşılanmadı. Müslüman arkadaşları ile birlikteydi artık.
Bütün batı felsefesi metinlerini okudu. Didik didik etti. Özellikle Bergson, Spinoza gibi isimlerin etkisi altında kaldı. Bu çok ünlü kitabını yazdı: ' Doğu ile Batı Arasında İslam '… Bu kitap çok derinlikli bir kitap , uzun münazaralardan sonra yazılmış, hazırlanmış bir kitap. Çok zeki insan, halkını savunmak için ona, onlara önderlik etti. Bosna halkı bir istila sırasında kendini savunuyordu. Başlarında bir büyük düşünür ve eylem adamı vardı. Bu türden insanlar her yüzyılda bir çıkıyor.
Doğu’da Dr. Muhammed İkbal ne ise Batı’da Aliya İzzet Begoviç odur. Ben onun ' Doğu ve Batı Arasında İslam ' adlı kitabını din ile ilgilenen birisine verdim. Onlar bu kitabı sözlük ile okumuşlar.
Bu kitabı okuyup ta çok farklı bir İslam anlayış ve düşüncesine sahip olmayan bir insan yoktur. Ve olamaz.
İzzet Begoviç kendisi bir İslam anlayışı inşa etmiştir. (Belgesel)
Bosna savaşı sırası bu kitap çevrildi ve satıldı. Geliri Bosna' ya verilmek üzere.
Bu kitap materyalizm ile batı düşüncesi arasında İslam düşüncesinin yerini çok sağlam deliller ve karinelerle berkitiyor.
Ve en sonu iyi, güzel ve hayırlı ne varsa İslamdadır diye bitiriyor.
Böyle donanmış bir kitap olamaz.
İslam Deklarasyonu adlı kitabı bütün Ord. Prof.lar okumalı deniyor.
Ee insan güzeli tercih etmez mi? Elbette ki reyini o yönde kullanacak ve davranışlarını ona göre tanzim edecek.
Bosna halkı bu savaş sonrası bu direnişte ona rehberlik eden hem bu büyük fikir adamına, hem eylem adamına bir paye vererek onu Cumhurbaşkanı olarak seçecekti.
Bosna' daki Mimar Hayrettin tarafından yapılan o ünlü köprü istilacı güçler tarafından top atışlarıyla yıkılmış, ne ki Türkiye Cumhuriyeti bunu tamir ederek eski haline getirmiştir.
İzzet Begoviç bütün dünyanın dikkatini çekmiş ve birçok yere çağrılmış Bosna Hersek halkının haklarını savunmuştur.
Bu büyük adam Adapazarı’na da gelmiş ve burada danışmanlığını da yapan Dr. Süleyman Gündüz tarafından karşılanmıştır. Bir TV programında Deniz Bayramoğlu ile İlber Ortaylı söyleşisi sırasında Deniz Bayramoğlu’nun “eğer Müslümanlığı iyi bir biçimde yaşamak isterseniz nerede yaşamak istersiniz?” sorusu üzerine İlber Ortaylı bu soruyu “sna Hersek ve Hazar’ın kuzeyinde” diye yanıtlamıştır. Bir gazete Bosna için bir şiir yarışması düzenlemiş, ben de şiir yazdığım için bu yarışmaya katılmıştım.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Mostar köprüsünün altında akan Nevatra nehri üzerinde yedi tane şu değirmeninin varlığından söz eder.