“Faruk Timurtaş,

Son Havadis’e yazdığı –her zaman yaptığı gibi-

Bilgi dergisinde de yayımlamış.

(Bir yamağı var; bu yazıları toplar, toplar, bize gönderir yoksa kimin haberi olacak onlardan!)

Yazının başlığı; Dil kurumu Yazmanına Cevap.

(O kadar duygusunun tutsağı ki ‘Genel Yazman’ unvanını bile küçültmek istiyor.)

Bu yazıda şu sözleri bilmem, kaçıncı kez,

Tekrarlıyorum:

-Türk dilini koruma ve geliştirme cemiyetinin üyesi olmadığım halde beni Dil Kurumu üyeliğinden çıkardılar.

Ben de kısaca bir daha söyleyeyim:

Varlığı ile yokluğu bir olan bu cemiyet,

Belki üye defteri bile tutmamıştır.

Sorunun özü,

Timurtaş adının defterde yazılı olup olmadığı değil,

Kendisinin onlardan olup olmadığıdır.

Bunu bilmeyen var mı?

Böyle biçimsel ve çocukça bir mantık oyunuyla kimi kandırabilir?

Ona Kalsa Ulunay da Üye Olmalıydı

Yine diyor ki:

-Türkçenin en büyük kalemi Peyami Safa Kurumdan çıkarıldı?

Bunu,

Timurtaş’ı da savunan Orhan Seyfi Orhon daha önce sormuş,

Cevabını almıştı.

Türk Dili dergisinin Mayıs 1969 tarihli sayısında çıkan o yazıyı Timurtaş’ın okumuş olması gerekir.

Gerekçenin özeti şu:

En büyük dil Profesörü (!9 Timurtaş ne için çıkarıldıysa en büyük yazar Peyami de onun için çıkarıldı.)

“Siyasi Tesir” ve Dil Kurumu

Timurtaş bu yazısında yine,

Üyelerin dil kurumundan siyasi tesirle çıkarıldığını söylüyor.

Türk Dilinin Mayıs 1969 tarihli sayısında bunun da cevabını vermiş,

Kurumun kararlarında hiçbir partinin etkisi bulunmadığını,

Çıkarılanlar arasında CHP’lilerin de DP’lilerin de AP’lilerin de başka partililerin de bulunduğunu açıklamıştım.

‘Siyasi tesir’ sözünün anlamı,

‘Dil siyaseti etkisi’,

Diye alınırsa Timurtaş’ın sözü doğrudur:

Dil Kurumu,

Tüzüğünde yazılı dil siyasetine,

‘İhanet edenleri’ üyelikten çıkarmıştır. (…) (Ömer Asım Aksoy. Özleştirme Durdurulamaz. Ankara Üniversitesi yayını. S: 132-133. 1973. Ankara)

07.09.2022 - Ankara.