Şu cam kırığı gibi sözcükler var ya;
Pek bi severler beni…
Silme doludur ağzım bunlarla
Sussam acıtırlar canımı, konuşsam kanatırlar ağzımı
Şu deve dikeni gibi sözcükler var ya;
Pek bi severler kalemimi
Ben yazmamak için direnirim amma
Onlar kalemimi kafaya alır, yazdırırlar…
Şu gülle gibi sözcükler var ya;
Pek bir severler klavyemi
Tanrının cezası klavyemin tuşları da dinlemez beni
Bastığım tuşlar değil, basmadığım tuşlar dışa vurur düşüncelerimi
Eşim dostum çok sert bulur üslubumu
Haklısınız derim onlara haklısınız da
Yazan ben değilim ki” der, çıkarır gösteririm kalemimi
“Gelin de siz zapt edin derim bu kalemi…”
Ne yapsam ne söylesem ikna edemem sevenlerimi
“Ne diye dertsiz başına dert alıyorsun…” demeye devam ederler
Yahu canım kardeşlerim, güzel kardeşlerim
İşte kalemim, işte klavyem
Beni değil, bunları ikna edin siz
Siz kalemimin, klavyemin kulağını çekin
Ve de şu cam kırığı sözcükleri boşaltın ağzımdan
Ne kalemimle baş edebiliyorum ne klavyemle
Gelin siz beni bunlardan kurtarın
…. …
Bunlardan kurtarın…
Ah bu kalemim ve de klavyem
Ben de çok kızıyorum onlara…
Dinlemiyorlar ki beni, dinlemiyorlar!..
Eşimle, dostumla da aramı bozuyorlar…