Çorum’un eski yapılarının 9 fotoğrafının da yer aldığı bu kitap 124+49 sayfa olarak yayınlanmıştır. Bu kitapta isminden de anlaşılacağı gibi Çorum tarihine ve Çorum’un maarif yaşantısına ait bilgilier, belgeler bulacaksınız.

Abdulkadir Ozulu Noter İhsan Sabuncuoğlu’nu çok iyi tanıan kişidir. 28 Şubat 2008 tarihli “Noter Amcamız” başlığındaki yazısında Noter İhsan Sabuncuoğlu hakkında şu notları düşmüştür.

(...) “Yaşımız ilerledikçe bir Çorumlu olarak Noter İhsan amcamızı daha çok tanıdık. 1935’ten 1946 yılına kadar Çorum’a bir lise açılması için devlet ve hükümet adamlarına mektupları göndererek, Çorum yerel gazetesi Çorum’a makaleler yazarak, lise isteği için Ankara’ya heyetler götürerek ilgililiere baskı grupları oluşturan Noter İhsan amca altı erkek evladını Yozgat, Bursa... gibi taşra illerinde okuttuktan sonra da Çorum’a lise açılmasını sağlamıştır.”

(...) “Elde mevcudu kalmayan bu kitapların yeni bir baskısı büyük bir ihtiyaçtır. Zira geniş bir geçmişle birlikte, özellikle Çorum’un 20. yüzyıl başından 1970’li yıllara kadar olan pek çok olay, tarih, kültüre münhasır hadiselerin önemli kent notlarını başka bir yerd ebulamıyorduk.”

(...) “İhsan Sabuncuoğlu nezaketi, hakka hukuka saygısını yüksek medeni cesaretle taçlandıran, memleket meselesinde ısrarcı ve takipçiliğin nasıl olması gerektiğini bilfiil yaşayarak gösteren, teşvikçiliğini, teşekkür ve dua ile birleştiren müstesna bir büyüğümüz olarak her zaman örnek alınacaktır.”

Bizler de Allah’tan rahmet diliyor, saygıyla yad ediyoruz böyle müstesna şahsiyetleri. Ve mekanı cennet olsun diye dualarımızı eksik etmiyoruz.

“Söz uçar yazı kalır” özdeyişimizin ışığı altında Abdulkadir Ozulu’nun araştırmaları zincirinde Çorum’um mümtaz şahsiyetleri arasında Eczacı Talat Ceritoğlu ile uzun bir röportajı vardır. Ozulu bu röportajını “Hayatımdan Çizgiler” başlığı altında tam 46 sayfa olarak yayımlanmıştır. Kitap olarak basımı yapılsaydı, Eczacı Talat Ceritoğlu’nun yaşamından fotoğrafları ile süslediği bu yazı dizisi 120 sayfalık bir kitap olurdu.

Röportajcılık çok büyük bir emek ve sabır işidir. Abdulkadir Ozulu emeğini esirgemeden bu sabrı göstermiştir.

“Neler var?” diyeceksiniz bu yazı dizininde. Neler yok ki... neler yazmamışlar ki... Çorum için, ne fedakarlıklarla hizmette bulunmamışlar ki... Sayın Abdulkadir Ozulu’nun bu röportajını ben size aktarabilmem için ben de bir o kadar yazı yazmam gerekir. Ancak ben Abdulkadir Ozulu’nun bu röportajından kısa kısa sunumlar yapacağım. Eczacı Talat Ceritoğlu’nu tanımak isteyenler, özdeyişlerini kendilerine prensip edinecekler, yaşam tarzını örnek alacaklar... Araştırmacı yazar Abdulkadir Ozulu’dan isteyebilirler. Abdulkadir Ozulu bu özverili araştırmasının sonunda bu konu üzerine 4 Mart 1999 tarihli “Hayatımdan Çizgiler Üstüne” başlıklı yazısında şöyle diyor:

(...) “Eczacı Talat Ceritoğlu ile yaptığım röportajın yayını süresince sürekliv e olumlu tepkiler aldım. Bu uzun yazı dizisinden önce yazdıklarımıza hiç bir tepki verilmiyor diye yakınır dururdum. Yakınmamın sebebi, okunmuyor muyuz korkusundan daha çok yazdıklarımız, üstünde söz edilmeye değer bulunmuyor mu yoksa, endişesinden kaynaklanıyordu. Bu yazı dizisi ile gördüm ki, şükür hem okunuyoruz, hem de yazdıklarımız konuşuluyormuş.”

(...) “İnsanlarımız çoğu yerde sevgi ve saygılarını bir edep geleneği olarak açıktan ifade etmiyorlar. Kente ve kent insanına hangi daldan, hangi konudan olursa olsun hizmet üretenlere, bu gelenek tutuculuğuyla doğru dürüst teşekkür bile edemiyoruz. Kırıldığımızı, sinirlendiğimizi söylememek bir hoşgörü ve bağışlama erdemi olarak kabul edilir olsa bile, sevdiğimizi, taktir ettiğimizi, teşekkür ettiğimizi söylemekten kaçınmak doğru değil. Böyle bir tutumun edeple ahlakla ilgisi olmamalı.”

(...) “Sert, geçimsiz, kavgacı görünen kişiliği altında, salt insan ve memleket sevgisi yatan, hemşehrilerime sağlık konusunda, hizmeti kendisine tiryakilik haline getirmiş, küçüğünün karşısında bile ayak ayak üstüne atmayan, konuğuna mutlaka bir şeyler ikram etmeyi alışkanlık haline getirmiş, gülmeyi bilen, bilgisini bir başkasıyla paylaşmaktan zevk alan bir ağabey tanımış oldum.”

(SÜRECEK)

Ozulu