İYİ Parti Ankara Milletvekili ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, TBMM’deki konuşmasında “Merkez Bankası'nda 35 yıl çalıştım, döviz kıtlığını yaşadım ama eksi rezervi hiçbir zaman görmedim. Bu iktidar bunu da becerdi, tebrik ediyorum” demiş.
Ben de kutluyorum.
Dağ gibi rezervleri eritmiş, dahası 55 milyar dolar da eksiye inmiş.
Bu tablo damat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde yaşandı ve gerilerde kaldı.
Peki, bu harcamalardan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi yok muydu?
Mümkün değil.
Merkez Bankasındaki kasaların boşalması maliye ve para politikalarının özensiz ve savruk yönetilmesi halka “pahalılık” olarak dönüp, faizler yukarı doğru gidince, Saray’ın ekonomistleri sayın Erdoğan’a herhalde “Efendim hukuk ve ekonomi alanında reform yapalım” demiş olmalılar ki Saray’ın Efendisi Erdoğan, Yeni atadığı Hazine ve Maliye Bakanı ile Adalet Bakanına haber saldı:
“Hukuk ve adalet reformu istiyorum, derhal harekete geçin “dedi.
Bu reform işi bence, ABD’deki yeni bir dönemin, yani 20 Ocak 2021’de Biden’ın göreve başlamasıyla örtüşüyor.
Tabii, bir de Avrupa Birliği’nin 12 Aralık’taki toplantısında Türkiye’nin durumunun ele alınmasıyla ilgili bir durum var ortada.
Hem hukuk ve hem de mali konularda Türkiye’nin içine düştüğü durum Batı dünyası tarafından masaya yatırılacak.
Aylardır, Türkiye’ye ne dolar, ne da yabancı yatırımcı geliyor.
Hukuk açısından endişeliler.
Hazinenin tamtakır olması nedeniyle de kendilerini güvende hissetmiyorlar.
Durum çok açık ve net:
Batı Dünyası, ne dış ve ne de mali konulardaki izlenen politikalarımızı yerinde görmüyor ve doğru bulmuyor.
Eeee ne yani…
Türkiye Batı’ya mahkum mu?
Saray danışmanlarına göre mahkum değil.
Gerçekler ise öyle değil, çünkü batı dünyasından kopmak demek Türkiye için daha da kötüye gitmek demek.
Ekonomide geldiğimiz durum ortada.
Saray’ın tek seçicisi ve sahibi Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, bakan değiştirmekle ekonominin düze çıkacağını sanıyor.
Hadi diyelim ki, yenilikte keramet vardır.
Peki, “hukuk ve ekonomi” alanındaki reformları ne zaman ve nasıl yapacaksınız?
Hangi hukuk reformu ve hangi parayla bu darboğazdan ülkeyi çıkaracaksınız?
Yabancı gözüyle hukuk ortada…
“Yerlerde süründüğü” söyleniyor…
Ekonomi ise apaçıkta görünüyor.
Üstümüze “kısa gelen yorgan” misali…
Eski Cumhurbaşkanı ve başbakanlardan rahmetli Süleyman Demirel’in 1974’lerden sonra Batı’nın ambargosu nedeniyle kıvranan Türkiye’nin, Japonya büyükelçiliğimizde görevli Türk diplomat ve çalışanlarına maaşlarını denkleştirilemediği günlerde “Ülke, 70 sente muhtaç hale getirildi” demesi aklıma takıldı durdu…
Şu anda ülke hazinesi 70 sent değil, 55 milyar dolar ekside…
Yani önce 55 milyar dolar bulunacak, daha sonra sıra 70 sente gelecek demektir bu.
Hayırlı başarılar…