Siyasette uzağı görmek ne kadar önemli ise geleceği planlamak, okumak ve ona göre hareket etmek çok daha önemli…

50 yılı aşkın süredir siyasetin içinde yaşamış bir gazeteci olarak şunu anladım ve gözlemledim ki, siyasi parti liderleri ve kurmay takımı gelecek dönemleri iyi okuyamıyorlar…

Aslında bu hatayı “zamanlama”da daha çok yapıyorlar…

Geriye doğru baktığımızda “başarısız partiler mezarlığının” hep zamansızlıktan kaynaklandığını görürsünüz…

Ben bu yazımda geçmişten bu yana, ya müstakil, ya da partilerinden ayrılıp yeni bir yol arayanlardan değil, ülkemizde siyaseten en uzun ömürlü parti olan CHP ve CHP’deki kurmayların , AKP iktidarına karşı neden-nasıl ve niçin hatalı stratejiler geliştirdiklerinin üzerinde durmak istiyorum.

Ve 100 yılı aşan TC döneminde, siyasette “zamanlama” politikalarının neden isabetsiz olduğuna değinmek istiyorum…

CHP’nin yakın tarihini varsayarsak, önümüze CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu gelir.

CHP, rahmetli Deniz Baykal’dan sonra onun koltuğuna sayın Kılıçdaroğlu’nu oturtmakta acele etti.

Kılıçdaroğlu döneminin geçmişte kaybedilen seçimlerine bakın, bu uzun dönemde Genel Başkan Kılıçdaroğlu, çok önemli kararlarında ya acele etti, ya da kurmay kadrolarını yanlış insanlardan kurdu.

Ve hiçbir seçimi kazanamadı…

Tüm “Zaman planlamaları” ve “kurmay kadroları” ya çok zayıf kaldı, ya da yanlış isimlerden oluştu.

Kadro seçiminde ve tercihlerinde sınıfta kaldı…

Zamanlama yanlışları da buna eklenince siyasetten gecikmeli de olsa uzaklaşmak zorunda kaldı…

Şimdi, Kemal Beyden sonra CHP için hazırlanan gelecek planlamasına göz atalım.

Yani “Esas film”, “yeni senaryo” ve “başrol “ oyuncularına bakalım.

Önce son yerel seçimler…

CHP’nin yeni lideri Özgür Özel ve seçtiği kurmayları bu kadar kısa bir dönemde yerel seçimlerde ne kadar başarılı oldularsa, genel seçimler için aynı şeyi söylemek zor.

Yerel seçimlerde alınan sonuçlar gerçekten CHP’nin yeni siyasetin sonucu mu, yoksa halkın bezdiği, ekonomideki acımasız çarkların halkı ezip geçtiği dönemin sonucu mudur, bu pek tartışmaya açık değil…

Açık değil, çünkü yeni yönetim yerel seçimleri genel seçimlerle karıştırmakta pek mahir.

Evet yerel seçimler bir zafer…

Başta İstanbul olmak üzere ülkemizin büyük şehirlerinde elde edilen sonuçlara bakarak, gelecek bir genel seçim planı yapmak da gerekir.

Gelecek dört veya beş yıl için plan yapmak için düğmeye ne zaman basmak gerekirdi?

Yerel seçim zaferi sarhoşluğu mu desem, İstanbul-Ankara ve İzmir gibi büyük şehirleri “Türkiye saymak” mı desem, tam da bu noktada genel seçimler hemen yapılacakmış gibi, cumhurbaşkanlığı adayını erkenden açıklamak ne kadar doğru bir karardı?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını geleceğin cumhurbaşkanı olarak görmek ve hayal etmek başka, zamanlamanın doğru yapılıp yapılmadığına bakmak başka bir davranış?

Diyelim 4 yıl var seçimlere…

Bilemediniz 3 yıl kalsın.

Bu süre içinde İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğundaki İmamoğlu, geleceği nasıl planlayacak?

İstanbul’un geleceği mi, ülkenin geleceği mi öncelenecek?

Üstelik Saray’ın mutlak hakimi ve şahinleşen kadroların varlığını ve gücünü dikkate alırsak…

Saray trollerini hesaba katarsak…

Yine diyelim ki erken seçim oldu ve İmamoğlu Çankaya Köşkü’ne çıktı.

Ya TBMM’deki sayısal tablo ters çıkarsa?

Genel seçimler sayesinde CHP TBMM’de çoğunluğu elde edemez ve başkanlık sistemini değiştirip parlamenter düzene geçilemez ise?

Ne olacak ülkenin hali?

Hadi bunları CHP Üst kademesi ve kurmay kadroları hesap edemedi ve hesaplarını iyi yapamadı diyelim.

TBMM’deki şu anki çoğunluğunu dahi hesap edemez mi bir parti?

CHP’nin kurmayları ne iş yapar?

Sadece “gölge kabine” oyunları yeterli mi sanıyorlardı siyasette?

Hele Saray’ın 25 yıllık yöneticisini ve kadrolarını saf mı görüyorlardı?

Zamanlama yanlışı yanında, CHP’nin yeni kadroları ve kurmay takımının ne kadar “acul” hareket ettiğini kabul ederler mi bilemem…

Ama “hal ve gidiş” için iyi not aldıklarını veya alacaklarını söylemek gerçekten zor…

ÖNEMLİ NOT: Acul kelimesi Eski Türk Dil Kurumu’nun genişletilmiş 7. Baskısındaki Türkçe Sözlük’e göre şöyle tanımlanmış:

Acul: Tez canlı- içi tez, ivecen.