Doğum ile ölüm arasına hayat deniyor. Kimi kısa, kimi uzun. Ama yaşanan zamanın uzunluğu değil onu nasıl yaşayıp değerlendirdiğiniz mühim.
Dört başı mağrur bir ömür geçirdi, Ahiret ve dünyayı eşit götürdün, dünyalığını helal yoldan kazandın ve Ahiret azığın koynunda ise ne mutlu sana. Ne mutlu böyle bir ömür geçirene Yetim başı okşayıp, hasta ziyaret edip, fakiri görüp gözetip, çalışıp, çalıştıran olmak olmalı insanın emeli. İnsanın hedefleri olmalı ve o hedeflerine erişirken daha ileri hedefler seçmeli kendine. Hep iyiyi, hep güzeli hedeflemeli insan.
Yaşlı insanlar bulundukları yaş itibariyle daha sakin, daha oturaklı ve daha tecrübeli oluyorlar. Eğer sabrı da öğrendi iseler bu da balı kaymağı oluyor.
Mesela orduları Generaller idare ederken neden genç yüzbaşılar sadece bir bölükten sorumlu oluyorlar? Çünkü bir şeyler birikiyor ve bu geçen zamanla birlikte tecrübe oluyor.
Tabiki ihtiyarlığında güzel yanları var. Fakat ihtiyarlık gelince insanda güç gidiyor. İnsanın gözü normal ihtiyaçlarını bile yapmaya kesmez oluyor. Ee bin yıl yaşayacak değilsin ya Azrail’in kapıyı çalmasına her an bir adım daha ilerleniyor.
Geçen ve döndürülemeyen zamanda doktorlar arkadaş, ilaçlar yandaş oluyor. Ağrılar, tatsız rüyalar hep yanında. Çocukluk, gençlik hatıraları, askerlik günleri anlatılıp duruluyor torunlara.
Ben gençlere diyorum ki, ben sizin gibi genç olamam ama siz benim gibi ihtiyar olursunuz inşallah.
Herkese hayırlı sıhhatli bir ömür, hayırlı ve güzel bir ölüm versin ulu Rabbim. Amin.
YAŞ 60 OLUNCA; 28/01/2002
Çocuk kalmayı başaramadım
İstemedim ama büyüdüm
Gençliğim elimden uçtu da gitti
Baktım, ihtiyarlık çaldı kapıyı.
İhtiyarlık durdurulamayan bir hastalık
Ağrıyla, sızıyla iyiyse arkadaşlık
İhtiyarlıkta yerinde ise sağlık
Bu en büyük bahtiyarlık.
Gencim diyorum kimse inanmıyor
Alnımda mı yazılı ihtiyarlığım?
Göğsümde sanki yafta asılı
Kocaman adamlar diyor; emmi, dayı!
Ben ihtiyarım demesem de,
Rüyalarım bile kocamış
Ağaçlar görüyorum kurumuş
Tarlalar görüyorum, buğdayı biçilmiş
Ebemi görüyorum, beli bükülmüş.
Dişlerim kesmiyor her şeyi
Ağzımın tadı yok eskisi gibi
Baharın yeşili uçuk gibi
Yazların bile tadı yok eskisi gibi.
Ne çabuk geçti baharlar güzler
Sırtımı ısıtmıyor sımsıcak yazlar
Kapıyı seyrek açıyor en yakın dostlar
Yaşın 60'ı geçtiği zaman.
Günde üç beş defa canın sıkılır
Yolda yürürken ayağın burkulur
Gevremiş dal gibi kemiğin kırılır
Yaşın 60'ı geçtiği zaman.
Saygı ve sevgilerimle.