Doğanın bir kanunu vardır, ne yaparsanız yapın, ne düşünürseniz düşünün her şeyin bir sınırı ve sonu vardır. Tüm canlılar doğar gelişir, büyür ve ölür. İnsanoğlu da aynen böyledir, ancak bazı insanlar vardır ki hiç ölmezler, eserleriyle söylemleri ve düşünceleri ile aramızda yaşarlar...
Yaşamını ülkesine milletine adayan dünyanın konusu olmuş bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir ülke yaratabilen büyük lider, mümtaz bir devlet adamı, bir dahi bir komutan olan Mustafa Kemal Atatürk, işte bu ender insanlardan biridir.
10 Kasım 1938'i anlamak o kadar önemli ki!
"Anmak ve anlamak" için okullarda, tiyatrolarda, sinemalarda, resimlerde, karikatürlerde, heykelde, mimarlıkta vs. sanatın alanlarında, hatta hayatın bütün alanlarında mutlaka ve mutlaka kendisini, yapmış olduğu icraatları ve fikirlerini yeni nesillerin karanlığa itilen beyinlerine aktarmak durumundayız. Ve bu kadar büyük olanakların olduğu bir çağda, onun gibi düşünemeyenler, insanlık adına, millet adına kayda değer adımlar atamadıkları için meydanı boş bırakmamak gerekiyor. Uygarlık yolunda ileriyi hedefleyen ülkemizin daha ileriye gitmesini laik-çağdaş nitelikte nesiller yetiştirmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk'ü düşünmek ve anlamak kesin kesin bu yolda atılacak ilk adımdır.
Atatürk'ün Türk milletini büyük bir atılıma hazırladığı ve yönlendirdiği 20. yüzyılda Avrupa ve Asya'nın pek çok ülkesinde totaliter rejimler veya diktatörlükler bulunuyordu. Böyle bir dünyada O, yabancı bir gazetecinin sorusuna "Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim" diye cevap veren bir liderdi. Bu yüzden O’nu iyi tanımalı ve tanıtmalıyız.
Atam; aramızdan ayrılalı 82 yıl oldu, ama hala aramızdasın, 10 Kasım 2020’de seni büyük bir minnet ve şükranla anıyoruz....
Mekânın cennet olsun!