Geçmişte yaşamış İran şehinşahlarından Hüsrev Perviz’in acıklı ve korkunç ölümünü ibretlerinize sunuyorum:

Kudretten başka hiç bir kimse sizi kurtaramayacağını biliniz.

Bir göz ki bakar görmez. Bir kulak ki işitir duymaz. Bir kalp ki anlar yaşamaz. Bu azaların sahipleri bu dikkatsizliklerinden dolayı sorgulanacaklardır. Dünyada zararları hariç. (İsra, 36. ayet)

Geçmiş tarihe baktığımızda zalimlerin zulümleri nedeni ile korkunç ölümlerini ilginç bir şekilde ibretle görürsünüz. Ne yazı ki ibret alan, geçmişten ders alan çok azdır. Geçmişini ilmeyen geleceğini hazırlayamaz. Zaman geçmiş. Hal ve gelecekten ibarettir. Üçü birlikte değerlendirilirse sonu hzurdur. İlgisizlik, ibretsiz ve vurdumduymazlık ise geleceğimiz için sonu muzurdur, zarardır, karanlıktır, zulümdür. Bu yazıyı yazmak onun için önemlidir. Okumak ve ibret almak ve tedbirli olmak ise çok daha önemlidir. Gelelim zulüm ile abat olanların kahır ile berbat olduğunu belgeleyen ikinci örneğimiz Hüsrev Perviz’in acıklı ölümüne aittir.

İkinci örnek: II. Hüsrev Perviz İran’ın keskin şahlarındandır. M.590-628 arası İran şehin şahıdır. En büyük Şah diye anılır. İran şahlarına Kisra denir. İran milletinin aslı Pers’lerdir. Cengaver bir millettir.

O zamanki İran Şahı namlı ve şanlı olan Hüsrev Perviz çok gururlu, kibirli bir zalimdir. R.SAV. hicretten sonra o zamanın devlet başkanlarına komşu kabilelerin ileri gelenlerine, İslam’ı tebliğ mektupları gönderdi. Mesela; Rum kralı Heraklius, Habeş Kralı Mecazi, Mısır Kralı Mukavkıs ve İran Kralı Hüsrev idi. Bunlardan bazıları iman etti Necasi gibi. Bazıları istişare için mühlet istedi. İran Şahı II. Hüsrev Perviz ise büyük sahabi Abdullah İmnhi Huzafe essehvi R.A. İran’a gönderdi. Muktupta “ben Allah’ın resulü Muhammed Mustafa S.AV.den İran kısrası II. Hüsrev Perviz’e...” diye başlıyordu. Perviz, R.SAV.in hidayete davet mektubunu aldı. Okudu. Büyük bir öfke ile elçiye şiddet uygulayıp o Hz. Muhammed benim kölemdir (haşa) deyip mektubu 24 parçaya ayırdı. (M. 628) ve hain, elçiyi öldürttü. Halbuki elçiye zeval yoktur.

Bu acıklı olay üzerine R.SAV. çok üzüldü. Sasani şahı II. Hüsrev’e beddua etti. “Yarabbi, bu zalimin zulmünün cezasını ver. Onun yurdunu parçala” .buyurdu. Bunun üzerine II. Hüsrev’in tek oğlu olan ve el bebek gül bebek büyütülen kronik serhoş Şireveyh tarafından hançerlenerek öldürülmüştür.

Allah’ın resulü Hz. Muhammed Mustafa S.AV.in hidayet mektubunu 24 parçaya ayırmış, Hüsrev’in biricik oğlu Şireveyh pahasına yeter artık, biraz da ben şah oluyum demiş, kafayı çekmiş ve hançeri 24 kere babasının vücuduna saplamış ve delik deşik ederek cehenneme göndermişti. “Allah intikamını kulundan kul ile alır, bilmeyen ilmiledünni bunu kul yaptı sanır. Fasıkların ve zalimlerin fıskını ve zulmünün intikamını başka zalimle onlara musalla eder, alır.” (Bakara 251. ayet, sh.40)

Zalim zulmünün cezasını dünyada çekmeden ölmez ve acıklı bir ölümle olur.

Bu dünyada herkesin gördüğü bir gerçektir. R.SAV.in mübarek mektubunu yırtan zalim Hüsrev, öz oğlu tarafından 24 bıçak darbesi ile kanı tahtına akarak gebermiştir. Müjdeler olsun ibret alanlara, uyarma olsun zulme meyledenlere. Allah zalimin zulmünden cümlemizi korusun. Amin.

(SÜRECEK)